Previous Page  546 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 546 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Özden SAV

545

rın katkısı bulunmaktadır.

Benzer biçimde, bir ülkede meydana gelen olaylara bağlı olarak

yaşadıkları yeri terk etmiş, yurt sınırları içinde olmakla birlikte, başka

yere gitme olasılığı güçlü olan, daha açık bir deyişle üçüncü bir devle-

tin ülkesine henüz geçmemiş olan kimseler için

UNHCR

ya da

ICRC

gibi kuruluşların kullanıldığı “(yurt içinde) yer değiştirmiş kimseler”

(

displaced persons

) kavramını kullanagelmiştir. Bu kısaca

IDP

olarak

anılan yurtları içinde olan fakat pek yakında sığınmacıya dönüşebi-

lecek olan kimseler sığınmacılıktan farklı bir durumu anlatmaktadır.

Günümüzde dünyada, sığınmacılardan daha yüksek oranda olan ve

sığınmacı hareketinin başlangıcı olan, ‘yer değiştirmiş kimseler’, sı-

ğınmacı statüsündeki kimseler (

refugees

) kavramıyla birlikte kulla-

nılmaktadır.

Sığınmacı Hukuku’nda kullanılan sayılan bu farklı kavramların

birlikte kullanılması konuya ilişkin deneyim sahibi olmayan ya da

özel biçimde eğitilmemiş kimseler bakımından akıl karışıklığı yarat-

mıştır.

20. Yüzyıl’ın sonundaki bir gelişme, B.M. Sığınmacılar Yüksek

Komiserliği’nin gündeminde önemli yer tutan ve henüz antlaşmalarla

düzenlenmemiş olan kalabalık bir grubun varlığına değinmek gere-

kir. Bu, bir ülkedeki çeşitli baskılar nedeniyle ve eziyet göreceği yolun-

daki haklı korkusu dolayısıyla yaşadığı yeri terk etmiş, ancak henüz

bir üçüncü devlet ülkesine geçmemiş, bir başka anlatımla, yurdunun

sınırları içinde bulunan kişiler için (bkz. 91 sayılı dipnot) kullanılan

“yurt içinde yer değiştirmiş kişiler”dir (

internally displaced persons-

IDP

).

1994 tarihli Yönetmelik, Türkiye’de Yönetmelik’in uygulaması çer-

çevesinde sığınmacı statüsünü kazanan kimseler için “mülteci” ve he-

nüz bu statüyü kazanmamış fakat sığınma arayan kimseler (

asylum

seker

) için ise “sığınmacı” terimini kullanmaktadır. Oysa sığınmacı

terimi, Arapça kökenli olan “mülteci” terimi için kullanılan Türkçe

karşılık olup, sığınmacı ve mülteci kavramları arasında anlam bakı-

mından herhangi bir fark yoktur. Anlam farkı olmadığı halde, sanki

birbirinden ayrıymış gibi kullanılan bu iki kavramın yarattığı karışık-

lığı anlamak için, öncelikle 1951 Sığınmacıların Statüsüne ilişkin Söz-

leşme’deki “sığınmacı” (

refugee

) kavramına bakmalıyız.