Previous Page  548 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 548 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Özden SAV

547

kaçan milyonlarca sığınmacı, ya da ilticacı (

asylum seeker

) dünyanın

dört bir yanına gidiyor. Gittikleri ülkelerin çoğunluğunin insan hak-

ları sözleşmelerine taraf olmaları ise, bunların belirli uygulamalardan

kaçınması sonucunu doğuruyor. Yani Suriye’de ya da Ortadoğu’daki

sorunları bir türlü aşmaya çalışmamış olan Batı, şimdi Suriyeli ya da

Afrikalı sığınmacıları Avrupa anakarası dışında tutmak için Türkiye

Cumhuriyeti Devleti ile imzaladığı “Geri Kabul Anlaşması”

107

sayesin-

de ülkeleri dışında olan Suriyeli ve Afrikalılara uyguladıkları zorunlu

göçle ülkemize gelmeye zorluyor. Bu zorulu göç sayesinde ülkemizin

beklentisi birkaç bin Avrodur. Ama gelenleri ülkenin uzun sürede ya-

şanır ve karlı kıldığı turistik bölgelerinde yahut da verimli tarım alan-

larında kuracağı sığınmacı kamplarında yaşamaya zorlayarak çözme-

yi umuyor. Bu çözümün neresinin İnsan Hakları Sözleşmeleri ya da

Mülteci Hukuku ilkelerine uygun olduğu sorgulanması gereken soru-

lardır. Eğer tümüyle anılan ilkelere uygun olsaydı bu zorlanan çözüm

kuşkusuz Avrupalılar herkesten önce Avrupa anakarasında uygulardı

bu çözümü.

Ülkemize dönmeye zorlanan Suriyeliler ya da Afrikalıların önem-

li bir bölümü bundan sonra ülkemizde yaşamaya çalışacak. Hem de

elde yetersiz yerleşim, çalışma, iş, eğitim olanaklarını sonuna dek zor-

layarak. Suriye’deki olaylar başladığından bu yana anlaşılmaz biçimde

uygulayageldiğimiz açık kapı politikası (sınırlarımızda sorulan vize,

geçerli seyahat belgeleri, yaşama ve geçim kaynaklarına ilişkin veri-

ler ) sorulmadan güney ve güneydoğu sınırlarımızın tamamen açık

tutulmasının bir sonucu olarak hatta bu uygulamanın zorunlu kıldığı

yasal düzenleme 4 Nisan 2013 tarihinde yürürlüğe konan

6458

sayılı

“Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu” başlığını taşıyan yasay-

la aşılmaya çalışılmıştı. Bundan sonra da elimizdeki tek önemli dü-

zenleme anılan yasa gibi görünüyor.

107

Anılan sözleşmede kullanılan terim de AB’nin yarattığı güvenli ilk sığınılan ülke

(safe first country of asylum) gibi kavramların bir türevidir. Bu kavramların bizi

nereye götürdüğünü anlamadan yıllarca AB ile müzekere ediyoruz zannıyla tar-

tıştığımız anlaşmalar gerçekte Avrupa anakarasını göçmenlerin istilasından koru-

mayı hedefliyor. Çözümleyici bakışı kazanmak yıllar aldığı ve her müzakere aşa-

masına farklı kimseler katıldığından bir türlü sağlıklı bir noktaya varamadığımızı

için belki de bu gelişmeler. Çözümü görmemiz belki de başka yüzyıla kalacak.