Background Image
Previous Page  466 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 466 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (107)

Yargıtay Kararları

465

nunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir

hizmetin kamu adına yürütülmesidir” ş

eklinde tanımlanmıştır.

Ayrıca; kamuya ait yetki ve gücü kullanacak organların, bu kamu-

sal faaliyetlerine

“genel idare esaslarına”

göre katılan ve yardım edenle-

rin de

“kamu görevi”

yaptıklarının kabulünde zorunluluk vardır.

Bu nedenle; 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 6. maddesinin 1. fık-

rasının (c) bendindeki

“kamu görevlisi”

tanımında yer alan

“katılan kişi”

ibaresi ile, madde gerekçesinde yer alan

“kamusal faaliyet”

açılımından

hareketle, bir kimsenin Ceza Yasası uygulamasında

“kamu görevlisi”,

yapılan faaliyetin de

“kamusal faaliyet”

sayılabilmesi için, kamu adı-

na yürütülen bir hizmetin bulunması, bunun da Anayasa ve yasalarda

belirlenmiş usullere göre verilmiş bir siyasal karara dayalı olması ve

ayrıca faaliyetin kamuya ait güç ve yetkilerin kullanılması suretiyle

gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

10.08.1983 tarih ve 491 sayılı DenizcilikMüsteşarlığının Kuruluş ve

Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 1. maddesine

göre kurulan ve Başbakanlığa bağlı Denizcilik Müsteşarlığı’nın taşra

teşkilatı bünyesinde faaliyette bulunan İstanbul Liman Başkanlığı’nda,

anılan Kararnameye ekli 2 sayılı listede genel idari hizmetler sınıfında

gösterilen ve denetleme memuru olarak görev yapan sanığın, genel

idare esaslarına göre atanması sebebiyle, kamu hukuku yükümlülüğü

altına girdiği, bu nedenle 5237 sayılı TCY’nın 6/c maddesi uyarınca

yasalarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş bir siyasal kararla,

bir kamu hizmetinin yürütülmesine “genel idare esaslarına göre” işti-

rakinin söz konusu olması itibariyle, 5237 sayılı TCY uygulamasında

“kamu görevlisi” olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır.

O halde kamu görevlisi olan sanığın, görevi sebebiyle işlediği ve

CYY’nın 2/1-j maddesinde tanımı yapılan suçüstü hali olarak kabu-

lünde olanak bulunmayan inceleme konusu eyleminden dolayı yar-

gılanabilmesi için 4483 sayılı Yasa hükümleri uyarınca ilgili merciden

izin alınması zorunludur.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulü ile,

Özel Daire onama kararının sanık A. Yücesan yönünden kaldırılması-

na ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.