Background Image
Previous Page  472 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 472 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (107)

Yargıtay Kararları

471

insan hakları lehine düşünülmüş bir düzenlemenin savunma hakkı-

nı nasıl derinden yaralayabileceğinin özgün bir örneği yaratılmış ola-

caktır’ eleştirisi haklı olarak getirilmektedir, bkz. FEYZİOĞLU, a.g.m.,

s. 40.) Diğer taraftan, CMK 170/1. maddedeki kamu davasını açma

görevinin Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirileceği yolundaki

hüküm de kamu davasını açanın iddia makamı olduğu görüşünü doğ-

rulamaktadır.

Yenisey’e göre de; CMK 175’deki kamu davasının ‘iddianamenin kabul

edilmesi kararı’ ile açılmış sayılması şeklindeki düzenleme sistemi karıştır-

mış olup, iddianamenin mahkemeye verilmesi ile kamu davası açılmalı, fakat

son soruşturmaya geçmek için ‘iddianamenin kabulü kararı’ , ‘son soruş-

turmanın açılması kararı’ halini almalıdır. (Feridun YENİSEY: Kamu Da-

vasının Açılması ve İddianamenin İadesi, İstanbul 21 Haziran 2008, Ceza

Muhakemesi Kanununun 3 Yılı Teori ve Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar

Sempozyumu’nda sunulan tebliğ metni, Türk Ceza Hukuku Derneği Yayını,

İstanbul Haziran 2009, s. 240-241.)

Öte yandan, kamu davasının açılmasını iddianamenin kabulüne bağla-

mak, Cumhuriyet Savcısı tarafından CMK 170’e göre düzenlenen iddianame-

ye de neredeyse hukuki bir sonuç atfetmemek gibi hatalı bir düşünceyi akla ge-

tirebilecektir. Halbuki ‘davasız yargılama olmaz’ ilkesi gereğince ‘iddianame’

yargılama evresine geçilmesini sağlayan ve ceza davasının sınırlarını çizen

temel belgedir. Nitekim ceza hukuku sistemimizde iddianamenin düzenlen-

mesine birtakım önemli sonuçlar bağlanmış olup, iddianame düzenlenmesi ile

dava zamanaşımının kesilmesi (TCK md. 66/2-c) bunlardan birisidir. Bura-

dan hareketle, iddianamenin düzenlenmesi ile dava zamanaşımının kesilmesi

kabul edilmesine rağmen, dava açma süresinin iddianamenin düzenlenmesine

bağlı saymayıp, başka kriterler aramak hukuk sistemimizde uygulama birliği-

ni bozabilecek sonuçların doğmasına neden olabilecektir.

6. Basın Kanunundaki Dava Açma Süresinin Amacı ve Niteliği:

Basın Kanununda düzenlenen dava açma süreleri, basın suçlarının yar-

gılanması usulünde sürat ilkesinin göz önünde tutulması nedeniyle kanun

koyucu, basın olgusunun özelliği nedeniyle basın yoluyla işlenen suçlarda

dava açılmasını hak düşürücü süreye tabi kılmıştır. (Sulhi Dönmezer, Mat-

buat Suçları, Matbuat Kanununa Göre Suçlar, Müeyyideler, Yargılama

Usulü, İstanbul 1946, s.155-158. Çetin Özek, Türk Basın Hukuku, İstanbul