

TBB Dergisi 2014 (114)
Talih UYAR
491
iptali davasıdır, tahsil (eda) davası bir senelik süre geçtikten sonra açı-
labilir.
Yüksek mahkeme
(özellikle;
11. Hukuk Dairesi)
836
birinci görüşü
benimseyerek “bir yıl içinde tahsil davasının açılabileceği gibi, bir yıl-
dan sonra da zamanaşımı süresi içinde -hatta zamanaşımı geçtikten
sonra dahi- her zaman bu davanın açılabileceğini” belirtmiştir.
II-
Borçlu hakkında yapılan genel haciz yolu ile ilamsız takibe
sü-
resi geçtikten sonra
itiraz ederse, acaba alacaklı, borçluya karşı “tahsil
(eda) davası” açabilir mi?
Bir görüşe göre
837
“
itirazın hiç yapılmamış, geç yapılmış ya da icra mah-
kemesince kaldırılmış olması faraziyelerinde alacaklının (inkar tazminatı da is-
temesine olanak verecek) bir itirazın iptali davası açması, ortada iptal edilecek
itiraz bulunmadığı için tamamen gereksiz ve yararsız ise de, bu faraziyelerde
alelade bir eda davası açmakta alacaklının pek yerinde çıkarı olabilir… Ger-
çekten eda hükmü, aynı zamanda alacağın varlığı hakkında tesbit hükmünü
de içereceğinden, alacaklı böylece hakkını kesin hükme bağlamış olacaktır…”
buna karşın katıldığımız
diğer bir görüşe göre,
838
“
borçlunun süresinde
itiraz etmemesi nedeniyle icra takibi kesinleşmiş olan alacaklının artık, aynı
alacak için eda (tahsil) davası açmasında hukuki yararı yoktur. Çünkü, alacak-
lı dava açsa bile, dava sonucunda alacağı ilamı da icraya koyacak ve borcun
ödenmemesi halinde haciz isteyebilecektir. Oysa, burada ilamsız icra takibinin
kesinleşmiş olması nedeniyle alacaklının haciz isteme yetkisi doğmuş durum-
dadır. Yani, alacaklı, dava ile erişebileceği amaca, esasen ulaşmış durumdadır.
Bu nedenle, alacaklının, buna rağmen alacak davası açmasında korunmaya
değer bir hukuki yararı yoktur…”
III-
“Tahsil (eda) davası”nın diğer özellikleri ve doğurduğu sonuç-
lar şunlardır:
a)
Bu dava, genel hükümlere göre y e t k i l i (HMK. mad.5 vd.) ve g
2009, s:607 vd.)
836
knz: 11. HD. 10.5.1986 T. 1729/2410; 31.5.1985 T. 3035/3414
837
Umar, B. Medeni Yargılama ve İcra-İflas Hukukunun Uygulama Yönünden
Önemli Bazı Sorunları (İzmir Bar. D. 1983/2, s:52) – Umar, B. Postacıoğlu’nun
538 sayılı Kanuna Göre Yazdığı “İcra Hukuku Esasları” Kitabının Tahlili (İHFM.
1968/3-4, s:347)
838
Kuru, B. Hukuk Muhakemeleri Usulü, C:2, s:1370 – Kuru, B. İcra ve İflas Hukuku,
C:1, s:302