Background Image
Previous Page  428 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 428 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (120) 

Kumru KILIÇOĞLU YILMAZ

427

“Herkes, dil,

ırk,

renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inan

ç, din, mezhep

ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir

.”

Bu hükümde açıkça “cinsiyet” farkı yaratılması, yani kadın erkek

arasında cinsiyet yönünden eşitsizliğe neden olunması yasaklanmıştır.

Bu hüküm varken, yasa koyucu Anayasamızın yukarıda sözünü

ettiğimiz 41. maddesinin 1. fıkrasında değişiklik yapmıştır. Bu mad-

denin 1. fıkrasında, sadece “Aile, Türk toplumunun temelidir” hük-

mü varken, 03.10.2001 tarihli 4709 sayılı Kanun’un 17. maddesi ile

buna “ve eşler arasında eşitliğe dayanır.” cümlesi eklenmiştir. Böylece

Anayasa’nın 10. maddesindeki “cinsiyet” yani kadın ve erkek açısın-

dan herkesin eşit olduğu hükmü, eşler arasında eşitliğin sağlanması

için yeterli görülmemiştir.

Bu iki hüküm dışında bir başka gelişme daha yaşanmıştır. Anaya-

samızın “kanun önünde eşitlik” ilkesine ilişkin maddesine 07.05.2004

tarihinde 5170 sayılı Kanun’un l. maddesi ile kadın ve erkeklerin eşit-

liğine ilişkin II. fıkra hükmü eklenmiştir. Bu II. fıkra hükmüne göre:

“Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama

geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilke-

sine aykırı olarak yorumlanamaz.”

Bu yeni II. fıkra hükmüyle Anayasamız, “kadın ve erkeklere” özgü

eşitlik ilkesini özel olarak vurgulamış bulunmaktadır.

Böylece bu düzenlemeler ve değişikliklerle Anayasamızın 10.

maddesi genel olarak “kanun önünde” eşitliği ve bu eşitliğin evli olsun

ya da olmasın kadınlarla erkekler arasında eşitlik olduğunu hükme

bağlamış iken 41. madde ise eşler arasındaki eşitliği hükme bağlamış

bulunmaktadır.

B) Özel Yasalarla Ailenin Korunması

1) Özel Yasa İhtiyacı

Evlilik birliğinin ve özellikle kadının daha etkin bir şekilde ko-

runması ihtiyacının ortaya çıkması, bu alanda özel yasaların çıkartıl-

masını zorunlu kılmıştır. Türk Medeni Kanunumuz, ailenin korunma-

sı konusunda genel düzenlemeler getirmiştir. Bu yasa, aile içi şiddet

ve bunun önlenmesine ilişkin özel hükümler içermemektedir. Kadına