Previous Page  451 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 451 / 473 Next Page
Page Background

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Cinsel İstismarı Kliniği Öğrencileri Tarafından Hazırlanan

450

düşüncesiyle taslağımızda ‘’insanların toplu olarak bulunduğu ortamlar’’ şek-

linde düzenlenmiştir. Bu ortamlarla kastedilen zorunluluktan sıyrılarak ha-

yatın olağan akışı içinde bireylerin bir arada bulunduğu, sosyal ve ekonomik

hayatın vücut bulduğu yerler olan okullar, kurslar, pazar yerleri, panayırlar,

festivaller, toplu taşıma araçları, öğrenci yurtları, işyerleri, mağazalar ve top-

lumsal gösterilerin yapıldığı yerlerdir.

5237 sayılı TCK‘nın 103. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen ağırlaş-

tırıcı nedenlerden biri de suçun “vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile

veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü

bulunan kişiler tarafından” işlenmesidir. Ancak ifade eksik olup somut olay-

ları karşılama noktasında yetersiz kalmaktadır. Bahsedilen kişilerin koruma,

bakım ve gözetim yükümlülüğünün sürekli olup olmadığı konusunda fıkra bir

bilgi içermediğinden uygulamada farklı ve birbiriyle örtüşmeyen kararlar gö-

rülmektedir. Bu sebeple taslağımızda üçüncü fıkranın d bendinin sonuna ‘’bu

yükümlülüklerin sürekli olup olmadığı veya ne kadar sürdüğü önemli olmaksı-

zın’’ ifadesi eklenmiştir. Koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğünün kimlere

yüklendiği ise somut olaya uygun olarak değerlendirilmelidir.

Taslağımızın cinsel istismar suçunda salt rızasızlık halini esas alan ya-

pısına paralel olarak, 103/4. madde kaldırılmış ve üçüncü fıkrada yeni bir

bent olarak ele alınmıştır. Kanun mevcut halinde suçun birinci fıkranın (b)

bendindeki çocuklara karşı işlenmesi halinde cebir, tehdit, hile suçun unsuru

sayılmıştı. Taslağımızda ise suçun cebir veya tehdit ile işlenmesi birinci fıkra-

nın a ve b bentlerinde sözü edilen her iki grup çocuk için ağırlaştırıcı neden

sayılmıştır. Dördüncü fıkrada düzenlenen “suçun silah kullanmak suretiyle

işlenmesi” hali, cebir ve tehdit içinde düşünülmüş, bu nedenle silah kavramına

ayrıca yer verilmesi gerekli görülmemiştir. Suçun silah kullanarak işlenmesi

cebir veya tehdidin bir türüdür. Madde fıkrasında düzenlenen ceza aralıkla-

rıyla da uygulanan cebir veya tehdidin ağırlığına göre cezalandırmanın sağla-

nabileceği düşünülmüştür.

Çocuğu teşhirciliğe yönlendirme

Madde 104.-

(

1) 15 yaşını tamamlamamış veya tamamlamış ol-

makla birlikte fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği geliş-

memiş çocuğu, çocuğa temasta bulunmaksızın, vücudunu teşhir et-

meye herhangi bir şekilde yönlendiren kişi üç yıldan beş yıla kadar

hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun elektronik iletişim araçlarının sağladığı kolaylıktan