

44
İnsanlığa Karşı Suçlar ve Soykırım Suçu Kapsamındaki Cinsel Şiddet Fiilleri
Irza geçmenin ortaya çıkabileceği bir diğer hal de ”grup içinde do-
ğumları önlemek için tedbirler koymak” şeklinde olabilir. Irza geçme
kadın-erkek arasındaki ilişkiyi bozarak toplumun temelini yıkacak bir
araç haline getirilmiştir. Cinsel şiddet, toplumun kültürüne bağlı ola-
rak etkin bir silah durumuna gelebilmektedir. Irza geçme vasıtasıyla
kadın üzerinden bir millet, kültür aşağılanmaktadır.
153
Örneğin, Bos-
na soykırımında Müslüman ve milliyetçi değerlerin etkisiyle, dolaylı
olarak toplumu parçalama yoluna gidilmiştir. Özellikle Müslüman
toplumlarda mağdurenin damgalandığı, artık “evlenilebilir” bir ka-
dın olarak görülmediği ifade edilmektedir.
154
Pek çok Müslüman top-
lumda tecavüze uğrayan kadın kirli, istenmeyen ve hatta öldürülmesi
gereken olarak görülmektedir.
155
Böylelikle grup içinde evliliklerin ve
dolayısıyla toplumun üremesinin önüne geçilmektedir.
Son olarak belirtelim ki ırza geçmenin bir başka boyutu da do-
ğumların sona erdirilmesinde oynadığı roldür. Esas itibariyle ırza geç-
menin bu etkisi birden fazla boyutta karşımıza çıkar. Öncelikle yu-
karıda belirtildiği gibi tecavüz mağduru kadın kirlenmiş, evlenmeye
uygun olmayan olarak görülecektir. Bu bakımdan evliliklerin önlen-
mesi yoluyla dolaylı olarak doğumların da engellendiği söylenebilir.
156
Yine cinsel saldırının mağdurede yarattığı fiziksel ve psikolojik hasar
153
Sancar, s. 68.
154
Mullins, s. 18. Bu anlayışın bir yansıması 765 sayılı Eski TCK’nın 434. madde-
sinde kendisini göstermekteydi. İlgili madde kız kaçırma hallerinde mağdur ile
failin evlenmesini cezanın infazını erteleyen bir hal olarak düzenlemişti. Yargıtay
içtihatları maddenin kaleme alınmasında rol oynayan anlayışı göstermektedir:
“Mahza maznunu mağdure ile evlenmeye teşvik düşüncesine ve evlenme vuku
bularak namusu ihlal edilen kız veya kadına bu suretle en büyük telafi sebebi sağ-
landıktan sonra, kurulmuş olan ailenin huzur ve sükûnunu ihlal etmemek ve ceza
takibatı dolayısıyla bunları birbirinden ayırmamak gibi maksatlara dayanan bu
hüküm, maddenin metninden de açıkça anlaşıldığı veçhile, mutlak ve hudutsuz
olmayıp, evlenmenin icra edildiği tarih itibariyle bir takyide tabi tutulmuş bulun-
maktadır.” Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 20.05.1957, E. 23/15, aktaran Vu-
ral Savaş/Sadık Mollamahmutoğlu, Türk Ceza Kanununun Yorumu Cilt 3, Seçkin
Yay., Ankara 1995, s. 3912. Ayrıca bkz. Sancar, s. 132-141.
155
Jonathan M. H
.
Short, “Sexual Violence as Genocide: The Developing Law of the
International Criminal Tribunals and the International Criminal Court”,
Michigan
Journal of Race & Law
, Vol. 8, 2003, s. 509; Jocelyn Campanaro,
“Women, War, and
International Law: The Historical Treatment of Gender-Based War Crimes”,
The
Georgetown Law Journal
, Vol. 89, Iss. 8, 2001, s. 2572
156
Değirmenci, s. 75; Todd A. Salzman, “Rape Camps as a Means of Ethnic Clean-
sing: Religious, Cultural, and Ethical Responses to Rape Victims in the Former
Yugoslavia”, Human Rights Quarterly, Vol. 20, Iss. 2, 1998, s. 376.