

366
TMK’nın 197. Maddesi Kapsamında Eşlerin Ayrı Yaşama Hakkı ve Hâkimin Alacağı Önlemler
neden olmaz. Ancak koşullarda değişiklik olmuşsa, eşlerden birinin
talebi üzerine hâkim tarafından önlemlerin değiştirilmesi veya kaldı-
rılması gerekir. Böyle bir kararın verilmesi, önceden alınan önleme ar-
tık ihtiyaç kalmadığının tespit edilmesine bağlıdır.
80
Koşulların değişmesine örnek olarak, eşlerin ekonomik durumun-
da önemli ve sürekli bir değişiklik meydana gelmesi gösterilebilir.
81
Böyle bir durumda parasal katkıda bulunan eş, hâkime başvurarak pa-
rasal katkının yeniden belirlenmesine veya kaldırılmasına karar veril-
mesini talep edebilir.
82
Alınan önlemlerin değiştirilmesi veya kaldırıl-
ması talep edilebileceği gibi, ek önlemler alınması da talep edilebilir.
83
Sonuç
Evlilik birliğinde ortaya çıkan uyuşmazlıkların boşanma aşama-
sına gelmeyle sonuçlanması, genellikle kısa bir süre içinde gerçekleş-
mez. Zaman zaman aile içindeki huzursuzluklar, eşlerin ortak yaşama
ara verme ihtiyacını doğurur. Bunu göz önünde bulunduran kanun-
koyucu, TMK m. 197’de bazı şartların varlığı halinde eşlere bir dava
açmaya gerek duymaksızın ayrı yaşama hakkı tanımıştır. Eşlerden bi-
rinin böyle bir çözüme ihtiyaç duyması halinde, evlilik birliğinin dü-
zeninin değişeceği açıktır. Bu nedenle aynı maddede, hâkimin çeşitli
önlemlere hükmetmesi de düzenlenmiştir. Böylece, eşlerin ayrı yaşa-
dığı fakat evlilik birliğinin hâlâ devam ettiği süreçte, evlilik birliğinin
ve varsa çocukların huzurunun korunması için gereken önlemler alı-
nacaktır. TMK m. 197’ye göre alınacak önlemlerden bir kısmı, parasal
katkının belirlenmesi, eşlerin mallarının yönetimi gibi maddi içerikli
80
Ayan, s. 279.
81
Öztan, s. 392.
82
Yargıtay 3. HD E. 2014/10296 K. 2014/16517T. 15.12.2014: “Dosyadaki bilgi ve
belgelerden; işçi olarak çalışmakta olan davalının, önceki nafaka davası sırasında
aylık 465 TL ücret aldığı, bu dava sırasında ise 1.240 TL ücret aldığı, dolayısıyla
davalının gelirinde ÜFE artış oranından yüksek oranda artış olduğu anlaşılmak-
tadır. Bundan ayrı, önceki tedbir nafakası ile bu dava tarihi arasında yaklaşık üç
yıl gibi bir sürenin geçtiği, bu sürede doğal olarak davacı ve müşterek çocuğun ih-
tiyaçlarının arttığı da bir gerçektir. Bu durumda, mahkemece; davacıların ihtiyaç-
larındaki değişim ve davalının gelir durumundaki artış gözetilerek hakkaniyete
uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ÜFE
oranında artışa karar verilerek düşük nafaka takdir edilmesi doğru görülmemiş-
tir.”
(www.kazanci.com).
83
Öztan, s. 393.