Previous Page  164 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 164 / 497 Next Page
Page Background

163

TBB Dergisi 2017 (özel sayı)

Süheyla Suzan Gökalp ALICA

lumsal cinsiyet eşitliği ve iklimin korunması arasındaki ilişkiyi ortaya

koyan kapsamlı araştırmalar ve doğru veriler fazla bulunmamaktadır.

Bu konunun farkına varılmaması dolayısıyla toplumsal cinsiyet eşit-

liğini iklim değişikliği tartışmalarına doğrudan dâhil etmek oldukça

zor görünmektedir. Bugün için iklim değişikliği konusundaki “eşitlik”,

“adalet” ve “hakkaniyet” tartışmaları, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte

olan ülkeler arasında yapılmaktadır. İklim değişikliği bugün artık bir

çevre sorunu olmaktan daha çok, ülkelerin sosyo-ekonomik kalkınma-

sını olumsuz etkileyen bir sorun olarak kabul edilmektedir. Kadınlar ve

erkekler üstlendikleri toplumsal roller itibariyle iklim değişikliğinin so-

nuçlarından farklı ölçüde etkilenmektedirler. Kadınlar, doğal kaynak-

ların birincil kullanıcıları olmaları ve ücretsiz işlerde çalışmaları gibi

geleneksel rolleri nedeniyle, tehdit altında olan doğal kaynaklara daha

bağımlı durumdadırlar ve iklim değişikliğinin neden olduğu doğal

afetlerin yarattığı sonuçlardan daha çok etkilenmektedir. Doğal kay-

nakların tükenmesi ve tarım verimliliğinin azalması, bitki toplamak,

yemek yapmak ya da satmak için gereken zamanı arttıracağından ta-

rımsal faaliyetlerden sorumlu olan kadınların yükünü artıracaktır.

Bu çerçevede yanıtlanması gereken can alıcı sorular bulunmak-

tadır. Öncelikle küresel iklim değişikliğinden kim sorumludur ve

sorumluluğun kapsamı nedir? Ayrıca kime karşı sorumludur? Ve en

son kararı kimler verecektir? Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Rapo-

runa

18

göre; 70 milyon Bangladeşli, 22 milyon Vietnamlı ve 6 milyon

Mısırlı, küresel ısınmanın sebep olduğu sel baskınlarından etkilene-

bilir. Ortaya çıkan yeni sağlık risklerinin yanı sıra, ayrıca 400 milyon

kişi sıtma riskiyle karşı karşıya kalabilir. Dünyadaki yoksulluğun en

yoğun olduğu Afrika’nın güneyindeki yarı kurak bölgelerde 2060 yı-

lına kadar tarımsal ürünlerde potansiyel % 26 oranında kayıp ortaya

çıkabilir. Aşırı kuraklık, yükselen ısılar ve düzensiz yağışların sebep

olduğu tarımsal sistemlerin çökmesi sonucu 600 milyon insan yetersiz

beslenme sorunuyla karşılaşabilir. 2080 yılına kadar 1.8 milyar insan

su sıkıntısı çekebilir. Sel baskınları ve tropikal fırtınalar nedeniyle kıyı

kuşağında ve deniz seviyesine yakın bölgelerde yaşayan 332 milyon

insan mülteci durumuna düşebilir. Bu çerçevede temiz ve güvenilir

18

UNDP 2007-2008 İnsani Gelişme Raporu,

http://hdr.undp.org/en/reports/

global/hdr2007-2008