

89
TBB Dergisi 2017 (özel sayı)
Fahri Gökçen TANER
le kimyasal kastrasyon yönteminin menfaatler dengesi bakımından da
uygun olmadığı düşüncesindeyiz. Zira burada kimyasal kastrasyonla
sağlanacak kamusal menfaat karşısında, kişiden katlanması beklenen
yan etkiler kanımızca ölçülü değildir. Bu noktada ölçüyü belki bir nok-
tada ancak kişinin aydınlatılmış rızası sağlayabilir. Dolayısıyla
“kişinin
rızası”
aranmaksızın, bir başka deyişle
“zorla”
yapılacak kimyasal kast-
rasyonunun, kişinin beden bütünlüğüne ölçüsüz bir müdahale olduğu
kuşkusuzdur.
Kamuoyunda kimyasal kastrasyon kurumuyla ilgili olarak yapı-
lan tartışmalarda kurumun bir ceza olduğu ifade edilmektedir. Oysa
kişinin kimyasal kastrasyona tabi olmasının nedeni tehlikeli bir suçlu
olması ve suçun yeniden işlenme olasılığının yüksekliğidir. Bilindiği
üzere ceza hukukunda faile, tehlikeli olduğu için uygulanan tedbir-
lere güvenlik tedbiri adı verilmektedir. Dolayısıyla kimyasal kastras-
yon, ancak güvenlik tedbiri olarak Türk ceza hukuku mevzuatının bir
parçası olabilir.
74
Eğer bu kurumda ısrar edilecekse yukarıda yapılan
açıklamalar ışığında kimyasal kastrasyon, kişinin koşullu salıverilme-
si için bir ön şart olarak düzenlenmeli ve kastrasyonun uygulanması
mutlaka rızaya bağlı olmalıdır.
Sonuç :
6545 sayılı Kanun’la yerinde bir şekilde beden ve ruh sağlığının
bozulmasına ilişkin ağırlaştırıcı neden kanundan çıkartılırken, çözü-
mü cezaları artırmakta bulan bir yaklaşımın benimsenmesi uygun
olmamıştır. Cezanın bu şekilde ağırlaştırılması kanuna eklenen sar-
kıntılık hipotezini de anlamsız hale getirmiştir. Mevcut halde eskiden
suçun basit şekli için verilen ceza, artık hafif şekline verilmektedir.
Tedavi yükümlülüğü mutlaka düzenlenmek isteniyorsa düzenle-
me kanunla yapılmalı, bu hal kişinin koşullu salıverilmesi için bir ön
şart olarak düzenlenmeli ve uygulanması rızaya bağlı olmalıdır.
Cinsel saldırı suçu ile çocukların cinsel istismarı suçlarının ağır-
laştırıcı nedenlerinin paralel hale getirilmesi yerindedir. Aynı şekilde
Yaklaşımlarının Araştırılması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2014,
s. 14; Özbek-Kanbur-Doğan-Bacaksız-Tepe, 10. Baskı, s. 343.
74
Aynı yönde bkz. Centel, s. 289.