Background Image
Previous Page  146 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 146 / 465 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2011 (97)

Şebnem NEBİOĞLU ÖNER

145

mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet, intifa veya oturma hakkı

talep edebilmesini; 652. maddesinde ise sağ kalan eşin yine aile konu-

tu üzerinde mirasçılık sıfatına bağlı bir yasal, ayni talep hakkı bulun-

duğu hususunu düzenlemiştir. Ayrıca evliliğin boşanma veya iptalle

sonuçlanması halinde aile konutunun akıbeti, paylaşmalı mal ayrılığı

rejimine özgü olarak TMK 254. maddede düzenleme altına alınmıştır.

TMK’da yer alan mal ayrılığı rejimi ise, eşlerin ekonomik menfaatleri-

nin tamamen birbirinden ayrı tutulduğu ve eşler arasındaki finansal

bağımsızlığın tasfiye aşamasına da yansıtıldığı bir rejim olması nede-

niyle, bu rejimde aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi düzenle-

mesini içeren bir hükme yer verilmemiştir. Aile konutunun korunması

kapsamında TMK’nın yukarıda değinilen hükümlerinin yanı sıra TMK

591. madde

99

ve ailenin korunması noktasında önemli düzenlemeler

içeren 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun

100

hükümlerini de

göz önüne almak gerekmektedir.

Sonuç

İnsanların en temel ihtiyacı olan barınma ihtiyacı tüm hukuk dü-

zenlerinde değişik düzenlemelerle ancak, aynı koruma düşüncesiyle

güvence altına alınmıştır. Bu barınma ihtiyacının ancak konut denilen

mekânlarda sağlanabileceğini gören kanun koyucular, konutu gerek

99

TMK 591. madde uyarınca; tereke mühürlenirken miras bırakanla birlikte oturan-

ların ihtiyaçları için gerekli eşya bir tutanakla tespit edilip güvenilir kişi olarak

kendilerine bırakılacak ve taşınmazların onların oturmaları için zorunlu olan bö-

lümleri, mühürlemenin dışında tutulacaktır.

100

Temel amacı aile içi şiddeti önlemek ve şiddete uğrayan aile fertlerini korumak

olan 4320 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, Türk Medenî Kanununda öngörülen

tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında

yaşayan diğer aile bireylerinden birinin veya mahkemece ayrılık kararı verilen

veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan veya evli olmalarına rağmen fiilen ayrı

yaşayan aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin

veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi üzerine Aile Mahkemesi Hâkiminin

meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak re’sen madde metninde yer alan

tedbirlerden bir ya da birkaçına veya uygun göreceği benzeri başka tedbirlere

hükmedebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda yer verilen, kusurlu eşin müşterek

evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin birlik-

te ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması ve alkollü veya

uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamak-

ta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi şeklindeki tedbirler, özellikle aile ko-

nutunun korunması kapsamında da dikkat çeken düzenlemelerdir. Ayrıntılı bilgi

için bkz. Uçar, Aile İçi Şiddet, s.157 vd.