Background Image
Previous Page  142 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 142 / 465 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2011 (97)

Şebnem NEBİOĞLU ÖNER

141

bulduğundan bahsetmek, kanunun düzenleme amacına (ratio legis)

açıkça aykırı olacaktır.

Hak sahibi olmayan eşin evi terk etmesi durumunda ise, kural ola-

rak aile konutuna ilişkin koruma ortadan kalkmayıp, terk eden eşin aile

birliğini sonlandırmak amacıyla konutu terk ettiğinin ve ortak hayata

bir daha dönmeyeceğinin kesin olarak anlaşılması gerekmektedir

83

.

Yargıtay kararları da terk eden eş açısından ayırım yapılmaksızın,

terkin aile konutu niteliğini ortadan kaldırmadığı yönündedir

84

.

Ayrılık kararı veya birlikte yaşamaya ara verildiği süre içerisin-

de de, aile konutuna ilişkin koruma devam edecektir

85

. TMK’nun 167,

169, 170 ve 197. maddeleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde, ay-

83

Bu hususun nasıl tespit edileceğine ilişkin olarak doktrinde ileri sürülen bir görüşe

göre; buradaki terk TMK 164. madde anlamında terk olup, terk sebebiyle bir bo-

şanma davası açılacak ise, terk eden eşe ortak konuta dönmesi için usulüne uygun

çekilen ihtarda belirtilen iki aylık sürenin bitimi bu duruma karine oluşturabilecek,

istisnasız ve her halde, terk eden eşe gönderilen ihtarda tanınan sürenin sonuna

kadar, terk eden eş aile konutu korumasından istifade edebilecektir. Belirtilen bu

sürenin dolmasından sonra ise, ortak konuta dönmemenin haklı bir nedene da-

yanıp dayanmaması nazara alınarak bir yorum yapılacak, terk eden eşin ortak

konuta dönmemesi haklı bir nedene dayanıyorsa, aile konutuna ilişkin koruma

devam edecek, ancak geri dönmeyiş haklı bir sebebe dayanmıyorsa, artık aile ko-

nutu korumasından istifade edilmesi söz konusu olmayacaktır. Bkz. Kamacı, s.121

vd. Yazar, örneğin; kocanın başka bir kadınla ilişkisini sürdürüyor olması veya

konutu terk eden eşin ağır bir hastalık nedeniyle tedavi altında olmasının haklı

neden olabileceğini, terk eden eşin kızının ya da oğlunun yanında kalmak istemesi

nedeniyle konuta dönmeyişinin ise haklı bir nedene dayanmadığını belirtmiştir.

Bu konudaki bir başka görüş ise, barınma hakkını korumaya değer bir menfaatin

kalıp kalmamasına göre değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmekte, somut

olayın özelliklerine göre, evi terk eden hak sahibi olmayan eşin, bir başka konut

edinme veya ailesinin yanında kalma (sığınma) imkânı yoksa ve aile konutunu sırf

hak sahibi eşin kötü muameleleri sonucu terk etmek zorunda kalmışsa, maddenin

koruma amacının yitirildiğinden söz edilemeyeceğini, ancak, hak sahibi olmayan

eşin özgür iradesiyle ve ortak yaşama kesin olarak son vermek amacıyla aile ko-

nutunu terk etmesi halinde, konutun aile konutu olma niteliğini kaybederek, ka-

nunun aile konutu dolayısıyla sağladığı koruma imkânlarının da son bulacağını

belirtmektedir. Bkz. Şıpka, Diğer Eşin Rızası, s.93 vd.; Havutçu, YerleşimYeri, s.44;

Ancak, gerek aile konutu üzerinde hak sahibi olan gerekse olmayan eşin konutu

sürekli-kesin olarak terk etmelerinin, aile konutunun niteliğini değiştirmeyeceğini,

özellikle, konut üzerinde hak sahibi olmayan eşin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin

malvarlıksal haklarının korunması noktasında, terk edilen konutun aile konutu

olma niteliğinin devam etmesi gerektiğini belirten yazarlar da vardır. Bkz. Ceylan,

Boşanmanın Hukuki Sonuçları, s.141ve dpn. 817-818’e bağlı metinler.

84

Y.2.H.D., 26.5.2004 tarih, 2004/5653 E., 2004/6811 K. sayılı kararı için bkz. Kazancı

İçtihat ve Mevzuat Bankası; Y.2.H.D., 01.05.2008 tarih, 2008/1442 E., 2008/6172 K.

sayılı kararı için bkz. UYAP İçtihat Programı.

85

Şıpka, Diğer Eşin Rızası, s.96 vd.; Öztan, Aile Hukuku, s.200.; Ayan, s.64.;

Hacısalihoğlu, s.18.; Çabri, s.404.; Gümüş, Mustafa Alper, Türk Medeni

Kanununun Getirdiği Yeni Şerhler, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2007, s.35.