

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Yetki Sözleşmesi
16
me imkânını veren bir araç haline getirmiştir
12
. Bu nedenle bazı yazar-
larca Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’ndaki yetki sözleşmesiyle
ilgili düzenlemenin dar yorumlanması yoluna gidilmiştir
13
. İşte belirti-
len bu sakıncalar dikkate alınarak yapılan yeni düzenlemede, özellikle
zayıf konumda olan tarafın korunması amacı açık bir şekilde görül-
mektedir. Nitekim bu husus gerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun
genel gerekçesinde
14
gerekse madde gerekçesinde
15
belirtilmiştir.
Benzer bir değişim Alman hukukunda da yaşanmıştır. Alman
Medenî Usûl Kanunu’nu değiştirmeye yönelik 21.3.1974 tarihli Ka-
nun
16
, 38-40. maddeleri yeniden ele almıştır. Bu değişiklik ile aslın-
12
Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet, Medeni Usul Hukuku,
9.Bası, Ankara 2010, s.131.
13
Dar yorum bakımından özellikle iki husus karşımıza çıkmaktadır: Birincisi olum-
suz yetki sözleşmesi, ikincisi birden fazla mahkemenin yetkili kılınıp kılınama-
yacağı. Tarafların yetkisiz bir mahkemeyi yetkili kılabilecekleri, ancak HUMK’da
açık bir dayanak olmamakla birlikte, yetkili mahkemelerin yetkisini ortadan kal-
dıramayacakları, bir diğer ifadeyle olumsuz yetki sözleşmesi yapamayacakları
kabul edilmekteydi. (Kuru, C:I, s.565; Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ej-
der, Medenî Usul Hukuku, Ankara 2010, s.181; Bilge, Necip/Önen, Ergun, Me-
deni Yargılama Hukuku Dersleri, Ankara 1978, s.201, 203; Pekcanıtez/Atalay/
Özekes, 9.Bası, s.129; Anaral, Hüseyin, Yetki Sözleşmesi,
Adalet Dergisi
1977/1-2,
s.124). Postacıoğlu ise davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkisini kaldıran
yetki sözleşmesinin geçersiz olacağı görüşüne katılmakla birlikte, tarafların ira-
delerini açıkça ortaya koyarak diğer özel yetki kurallarıyla yetkili kılınan mah-
kemelerin yetkisini kaldırabileceklerini kabul etmektedir (Postacıoğlu, İlhan E.,
Medeni Usul Hukuku Dersleri, İstanbul 1975, s.162). Birden fazla mahkemenin
yetkili kılınıp kılınamayacağı hususunda ise, yine kanunda (HUMK) açık bir da-
yanak olmamakla birlikte, HUMK 22.maddedeki tekil ifadeden hareketle birden
fazla mahkemenin yetkisinin kabul edilemeyeceği ifade edilmekteydi (Kuru, C:I,
s.563; Kuru/Arslan/Yılmaz, 21.Baskı, s.181; Anaral, s.123). Bu konuda bir başka
gerekçe olarak, yetki sözleşmesi ile güçlü olanın güçsüz olana yetkisiz bir mah-
kemeyi yetkili olarak kabul ettirmesi ve dava açması gerektiğinde istediği yerde
dava açabilmesi olanağı sağlaması ileri sürülerek, dar yorum yapılması gerektiği
sonucuna ulaşılmakta ve birden fazla mahkemenin yetkili kılınamayacağı belirtil-
mekteydi (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, 9.Bası, s.131).
14
“…Yetki sözleşmelerinin sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılması
kabul edilmiştir. Çünkü yetki sözleşmeleri ile genellikle güçlü olan taraf, yetkili olmayan
ve dilediği bir mahkemeyi yetkili kılabilmektedir. Usûl hukukunun sosyal yönü güçsüz
olan kişileri yargılama sırasında korumayı gerektirmektedir.”
(Budak, Ali Cem,
Karşılaştırmalı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, İstanbul 2011, s.11-12).
15
“…Tacirler veya kamu tüzel kişileri, diğer bir gerçek kişiye göre, daha güçlü konumda
bulunmaktadırlar. Daha zayıf konumda olan kimselerin daha güçlü olan tacir veya kamu
tüzel kişilerine karşı, korunma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Özellikle iltihaki sözleşmelerle bu
durum daha da belirginleşmektedir. Tüketiciler, satıcı veya hizmet sunucu şirketlere karşı,
hiçbir pazarlık şansı olmaksızın, sadece kendilerine uzatılan sözleşmeye imza atarak, şirket
veya kamu tüzel kişisi tarafından konulan şartları, bu arada, yetki şartını da kabul etmek
zorunda kalmaktadırlar.”
(Budak, s.48).
16
Mahkemelerin Yetkisine İlişkin Değişiklik Yasası (Gerichtsstandsnovelle).