

İzale-i Şuyu Davası ile Miras Ortaklığının Sona Ermesi Halinde Karşılaşılan KDV Yükü
118
ile mülkiyete sahip olan mirasçılar, tereke üzerinde bireysel olarak
diledikleri tasarrufta bulunamazlar. Bulunabilmeleri için miras or-
taklığın ortadan kaldırılması ve söz konusu mal ve hakların bireysel
mülkiyete geçirilmesi gerekmektedir. Miras ortakları yani mirasçılar
aralarında anlaşırlar ise, paylaşma rızaen gerçekleşmiş olur ve her
bir ortağa payı oranında paylaştırma işlemi gerçekleşir. Bu durumda
miras ortaklarının terekedeki gayrimenkullerin bireysel mülkiyete
çevrilmesi neticesinde, Harçlar Kanunu’nun
“Tapu ve Kadastro Harç�
ları”
kısmında yer alan 58/d. maddesinde belirtildiği üzere
“tapu ve
kadastro harcı”
ödeme yükümlülükleri bulunmaktadır. Rızaen pay-
laşılmış terekedeki mal ve haklar bireysel mülkiyete geçirildikten
sonra, artık bireysel mülkiyet sahipleri mal ve hakları üzerinde di-
ledikleri tasarrufta bulunabilme hakkını da elde etmiş olmaktadır-
lar. Şayet malikler bireysel mülkiyetlerindeki mal ve hakları elden
çıkarırlar ise, GVK açısından vergilendirilmesi gereken bir gelirden
söz etmek mümkün değildir. Diğer bir ifadeyle, söz konusu veraset
yoluyla iktisap edilmiş menkul ve gayrimenkul mal ve hakların sa-
tışı, gelir vergisine tabi bir kazanç doğurmamaktadır. Bu yönde çok
sayıda Danıştay kararı da bulunmaktadır.
Oysaki miras ortakları miras ortaklığına dahil mal ve hakları
paylaşma konusunda anlaşmazlığa düşerlerse, TMK ortaklara Sulh
Mahkemesi’ne başvurma imkanı sunmaktadır. Ortaklar tarafından
açılan izale-i şuyu davası neticesinde, mahkeme öncelikle mal ve hak-
ların aynen paylaştırılması mümkün ise, ortakların payları oranında
aynî olarak paylaştırma yoluna gidecektir. Şayet bu şekilde paylaştır-
ma mümkün değil ise, TMK’nın 642. maddesinde belirtildiği üzere,
satış yoluyla paylaşılmasına karar verecektir. Mahkemenin verdiği
satış kararı da TMK gereğince
“açık arttırma”
yöntemi ile yapılmakta-
dır. Ayrıca izale-i şuyu konusunda, HUMK’un 570. maddesi de izale-i
şuyu için satış işleminin müzayede ile yapılacağını açıkça belirtmek-
tedir. Yine HUMK’un .571.maddesi, İİK atıfta bulunmaktadır. İİK’da
da kural olarak
“satışta müzayede (açık arttırma)”
yönetiminin kabul
edildiği tespit edilmektedir (İİK md.114 vd.,123 vd.). İzale-i Şuyu için
açık arttırma yani müzayede ile yapılacak satış işleminin İİK kural-
larına göre yapılacağı açık olduğuna göre, söz konusu açık arttırma
(müzayede) suretitle satış, müzayede türlerinden
“cebri müzayede”