Background Image
Previous Page  119 / 529 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 119 / 529 Next Page
Page Background

İzale-i Şuyu Davası ile Miras Ortaklığının Sona Ermesi Halinde Karşılaşılan KDV Yükü

118

ile mülkiyete sahip olan mirasçılar, tereke üzerinde bireysel olarak

diledikleri tasarrufta bulunamazlar. Bulunabilmeleri için miras or-

taklığın ortadan kaldırılması ve söz konusu mal ve hakların bireysel

mülkiyete geçirilmesi gerekmektedir. Miras ortakları yani mirasçılar

aralarında anlaşırlar ise, paylaşma rızaen gerçekleşmiş olur ve her

bir ortağa payı oranında paylaştırma işlemi gerçekleşir. Bu durumda

miras ortaklarının terekedeki gayrimenkullerin bireysel mülkiyete

çevrilmesi neticesinde, Harçlar Kanunu’nun

“Tapu ve Kadastro Harç�

ları”

kısmında yer alan 58/d. maddesinde belirtildiği üzere

“tapu ve

kadastro harcı”

ödeme yükümlülükleri bulunmaktadır. Rızaen pay-

laşılmış terekedeki mal ve haklar bireysel mülkiyete geçirildikten

sonra, artık bireysel mülkiyet sahipleri mal ve hakları üzerinde di-

ledikleri tasarrufta bulunabilme hakkını da elde etmiş olmaktadır-

lar. Şayet malikler bireysel mülkiyetlerindeki mal ve hakları elden

çıkarırlar ise, GVK açısından vergilendirilmesi gereken bir gelirden

söz etmek mümkün değildir. Diğer bir ifadeyle, söz konusu veraset

yoluyla iktisap edilmiş menkul ve gayrimenkul mal ve hakların sa-

tışı, gelir vergisine tabi bir kazanç doğurmamaktadır. Bu yönde çok

sayıda Danıştay kararı da bulunmaktadır.

Oysaki miras ortakları miras ortaklığına dahil mal ve hakları

paylaşma konusunda anlaşmazlığa düşerlerse, TMK ortaklara Sulh

Mahkemesi’ne başvurma imkanı sunmaktadır. Ortaklar tarafından

açılan izale-i şuyu davası neticesinde, mahkeme öncelikle mal ve hak-

ların aynen paylaştırılması mümkün ise, ortakların payları oranında

aynî olarak paylaştırma yoluna gidecektir. Şayet bu şekilde paylaştır-

ma mümkün değil ise, TMK’nın 642. maddesinde belirtildiği üzere,

satış yoluyla paylaşılmasına karar verecektir. Mahkemenin verdiği

satış kararı da TMK gereğince

“açık arttırma”

yöntemi ile yapılmakta-

dır. Ayrıca izale-i şuyu konusunda, HUMK’un 570. maddesi de izale-i

şuyu için satış işleminin müzayede ile yapılacağını açıkça belirtmek-

tedir. Yine HUMK’un .571.maddesi, İİK atıfta bulunmaktadır. İİK’da

da kural olarak

“satışta müzayede (açık arttırma)”

yönetiminin kabul

edildiği tespit edilmektedir (İİK md.114 vd.,123 vd.). İzale-i Şuyu için

açık arttırma yani müzayede ile yapılacak satış işleminin İİK kural-

larına göre yapılacağı açık olduğuna göre, söz konusu açık arttırma

(müzayede) suretitle satış, müzayede türlerinden

“cebri müzayede”