

TBB Dergisi 2012 (98)
Güneş YILMAZ
119
şeklinde gerçekleşmektedir. Cebri müzayede olarak kabul edilmesi-
nin önemi ise, KDV açısından verginin doğduğu zamanın tespitin-
de ortaya çıkmaktadır. Konumuz açısından bakıldığında, terekeye
dahil gayrimenkul ve menkul mallarda KDV’nin doğmasına neden
olan teslim işlemi, mülkiyet intikalidir. Zira cebri müzayedede, gerek
gayrimenkullerde, gerekse menkullerde mülkiyet, ihalenin hukuken
kesinleşmesi ile karşı tarafa geçmektedir ve ayrıca tapu siciline tescil
gerekmemektedir. Diğer bir ifadeyle, menkul ve gayrimenkullere iliş-
kin cebri müzayedede teslime gerek olmaksızın mülkiyet ihalenin ke-
sinlik kazanması ile hukuken intikal etmektedir. Kısacası, teslim veya
tescile gerek olmaksızın, vergiyi doğuran olay müzayedenin yapıldığı
ve kesinleştiği tarihte meydana gelmektedir
34
. Bu anlamda KDV öde-
me yükümlülüğü de bu müzayedenin kesinleştiği tarihte doğmakta-
dır. Bu açıklamalara istinaden miras ortakları, KDVK’nın 1/3-d mad-
desinde ifadesini bulan
“müzayede mahallinde yapılan satışlar KDV’nin
konusu içindedir”
ibaresine istinaden, sulh mahkemesinin satış kararı
neticesinde elde ettikleri bedeller üzerinden KDV ödeme yükümlülü-
ğü altına girmektedirler.
Her ne kadar KDVK
“müzayede mahallinde yapılan satış”
ifadesi-
ne yer vermiş olsa da, müzayede mahalli kavramını açıklama ya da
tanımlama yoluna da gitmemiştir. Diğer yasal ve idari düzenlemeler
ve yargı kararları dikkate alındığında, Yargıtay’ın kararlarına paralel
olarak, KDVK uygulaması açısından, açık arttırma ile satışın yapıldı-
ğı her yer müzayede mahalli olarak kabul edilip; verginin alınması
için satış nerede yapılırsa yapılsın
“açık arttırma ile yapılmasının”
ye-
terli olduğu ve KDVK açısından vergilendirilmesi gerektiği sonucu-
na ulaşmamız mümkün olmaktadır. Dolayısıyla izale-i şuyu davası
neticesinde gerçekleştirilen satış, müzayede mahallinde yapılan satış
olarak mütalaa edilebilmektedir ve bu açıdan da KDV’nin konusuna
girmektedir.
34
Bu konuda aynı yönde karar için bkz. Danıştay Yedinci Dairesi’nin E.1986/962,
K.1988/962, 05.04.1988 Tarihli Kararı
(http://www.kazanci.com.tr/) ; Danıştay
Onbirinci Dairesi’nin E.1996/718, K.1996/1984, 16.05.1996 Tarihli Kararı (http://
www.mevbank.com/mevbank/doc/dvframe3.asp?docid=10558&lcode=down&count=0&minpar=0&maxpar=0&mode1=1&src=m%FCzayede+mahalleri&sr
ct=1); Danıştay Yedinci Dairesi’nin E.1990/2307, K. 1993/4547, 08.11.1993 Tarihli
Kararı
(http://www.danistay.gov.tr/kerisim/container.jsp).