Previous Page  487 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 487 / 497 Next Page
Page Background

Zorunlu Arabuluculğun Hukukun Temel İlkelerine Aykırılığı ve Uygulanabilirliğine Dair Sorunlar

486

Arabulucunun, görüşmeler sürecinde uyuşmazlığın esasına yö-

nelik etkin müdahil konumunda olmamasına; temel işlevi uzlaşma

kolaylaştırıcılığı çerçevesi ile sınırlı bulunmasına karşın, o’nun taraf-

sızlığına ve yeterliliğine yöneltilecek güven duygusu, sürecin başla-

masında olduğu kadar, olumlu sonuçlandırılmasında da başat rolü ha-

izdir. Bu nedenle arabulucu olabilmek için verilen eğitimin çok daha

kapsamlı ve uygulama ağırlık olmasında büyük yarar bulunmaktadır.

Sistemin sağlıklı işleyişi için arabulucuların sayısal çokluğundan öte,

nitelik ve ehliyet olarak kendilerini göstermeleri çok daha yararlı ola-

caktır.

“Son derece kaliteli, profesyonel, objektif bir kimliğe sahip arabu-

lucuların uyuşmazlık çözümünde görev alabilmesini temin ve sürecin

işleyişinde daha işin başında bir hayal kırıklığı yahut fiyasko ile karşı-

laşılmaması için, resmi sıfatı bulunan üst bir hukuki yapılanma çerçe-

vesinde, arabuluculuğun koordinasyonu, işleyişi ve denetimi gerçek-

leştirilmelidir.

Yine, arabulucuya başvuruyu teşvik bağlamında, ilgililerin nite-

likli arabuluculara kolay ve şeffaf bir biçimde ulaşabilmesine imkan

veren bir mekanizma oluşturulmalı; arabuluculuk faaliyetinde bulu-

nacak olanlara, salt bu faaliyetlerinden kaynaklanan zararların tazmi-

ni bağlamında işlev görmek üzere sorumluluk sigortası yaptırma ve

bunu faaliyette bulunduğu sürece ayakta tutma zorunluluğu getiril-

meli ve ayrıca bunların yanı sıra, arabuluculuk giderlerinin, adli yar-

dım ile hukuki himaye sigortasının kapsamında mütalaa edilmesine

olanak sağlayan yasal düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.”

31

SONUÇ

İnsanlığın ahlaki temelde süre gelen demokrasi arayışlarının, bin-

lerce yılda kat ederek ulaştığı mesafeyi tanımlayan kuvvetler ayrılığı

ilkesi; bu yolda erişilmiş en yüksek ve en erdemli düzeyi temsil etmek-

tedir.

Kuvvetler ayrılığı ilkesinin üç temel ögesinden, en belirleyici ve

kararlayıcı olanını ise kuşkusuz “yargı erki” oluşturmaktadır. Çünkü;

31

Süha Tanrıver, age. s. 170