Previous Page  405 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 405 / 417 Next Page
Page Background

Geri Kabul ve Vize Serbestisi Anlaşması

404

içeriği için asgari standartlara ilişkin) 15. ve 2. maddelerinin AİHS’nin

3. maddesine göre yorumlanması gerektiğine karar vermiştir.

72

Bu yo-

rum ile ABAD, AİHS’ne doğrudan atıf yapmış ve bu noktada AİHM

kararlarını da gözetmiştir. Anılan bu karar çerçevesinde mülteci ya da

başka şekilde uluslararası korumaya muhtaç kişiler olarak nitelendi-

rilmeleri, statüleri sağlanacak koruma için AİHS’nin vurgulanan ilgili

maddelerinin ve AİHM’nin kararlarının gözetilmesi gerektiği hükme

bağlanmıştır. Bu karar dahi Geri Kabul Anlaşmasını hukuken tartış-

malı hale getirmektedir.

Sonuç

Suriye iç savaşına bağlı olarak artan mültecilik akını artık sade-

ce Türkiye’yi etkilememekte, doğrudan Avrupa Birliği’ni hem politik

hem de ekonomik anlamda etkilemeye başlamıştır. Bu etkilenme ve

değişim, sonuç itibariyle Türkiye-AB ilişkilerini de şekillendirmeye

başlamıştır. Özellikle mültecilik akını ve gelebilecek yeni dalgaların,

hem Türkiye açısından, hem de AB üyesi ülkeler açısından yeni bir

siyasi ve hukuki sürece neden olduğu görülmektedir. AB’nin (ağırlıklı

olarak Alman Şansölyesi Merkel’in inisiyatifinde) mültecilik akınını

durdurma ve çözüm planında, aslında Türkiye’ye biçilen rol, mülte-

ci akınının durdurulması karşılığında Türkiye’ye “vize serbestisi ve

AB’ne üyelik sürecinde Ankara’ya destek” vaadinin ne kadar temiz

bir yaklaşım olduğu tartışmalıdır. Hatta açık bir şekilde, Türkiye’ye

biçilen rolün “sınır devriyeliği” veya “mültecilere karşı sınır polisliği-

jandarmalık” görevi olduğunu söylemek mümkündür. Aslında hem

AB, hem de Türkiye açısından öngörülen çözümmodeli, Geri Kabul ve

Vize Serbestisi, gerçek bir çözümmodeli olmayıp, sadece geçici, her iki

taraf açısından, kendi iç politikalarına yönelik bir girişim olduğunu,

her an başarısızlıkla sonuçlanabileceğini hatırlamakta fayda bulun-

maktadır.

Geri Kabul Anlaşması ve Vize Serbestisi Anlaşması, AB hukuku

ve Uluslararası hukuk açısından tartışmalı ve gri alanlar yaratmak-

tadır. Anlaşma öncelikli olarak Cenevre Sözleşmesi ve Ek Protokol

hükümlerine aykırıdır ve doğrudan

non-refoulement

kuralını ihlal

72

Özkan, 2011, S.257.