Previous Page  439 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 439 / 457 Next Page
Page Background

438

Güney Çin Denizi Tahkiminde Hakemlik Mahkemesi’nin İnsanlığın Ortak Mirası ...

gelişmesi neticesi, bugün münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı

hakkı olmayan bir kaya, yarın ada statüsüne sahip olabilecek, böylece,

BMDHS’nin 121/3. maddesinin uygulaması zaman içinde farklılaşabi-

lecek ve bu değişikliğe ayak uydurmanın zorunlu sonucu olarak, deniz

alanlarının ölçülmeye başlandığı esas hatlar gezgin hale gelecektir.

41

Fakat yazarlar isabetli varsayımlarda bulunamamışlardır. Bereket ver-

sin ki Hakemlik Mahkemesi, gelişmiş sanayici devletlerin ve askeri

açıdan güçlü devletlerin lehine olacak şekilde bu yorumu benimseme-

miştir. Zira askeri amaçlı yerleşim veya teknolojik gelişmelerin sonucu

olan uzaktan kumandalı vb. yerleşimler, aşağıda açıklanacak olan Ha-

kemlik Mahkemesi’nin belirlediği kriterler çerçevesinde bir adasal ya-

pının statüsünü etkilemeyecektir. Böylece, sadece egemenlik gösterisi

amaçlı askeri yerleşim ve tesisleşme veya gelişmiş devletlerin adasal

yapının çevresindeki deniz alanındaki doğal kaynaklara yönelik faa-

liyetleri, bir kayaya, ada statüsü kazandırmayacaktır. Böylece gelişmiş

sanayici devletlere karşı diğer devletlerin deniz yetki alanları ve in-

sanlığın ortak mirasını oluşturan deniz alanı korunacaktır.

Hakemlik Mahkemesi bundan sonra, BMDHS’nin 121/3. mad-

desindeki şartların esasına girmiştir. Bu değerlendirmesinden sonra

ulaştığı sonuçları, kararın 542. paragrafında özetlemiştir. Buna göre;

insan yerleşimi için kritik etken, söz konusu yerleşimin geçici olmayan

karakteridir. Yerleşimcilerin, adasal yapının doğal nüfusu oldukları

açıkça söylenebilmelidir. İnsan yerleşimi terimi, bu insanların, üze-

rinde kalabilecekleri ve kendileri için bir ev oluşturan bir adasal yapı

üzerine yerleşmiş, sabit bir insan topluluğu şeklinde anlaşılmalıdır. Bu

topluluk geniş olmak zorunda değildir; uzak atollerde bulunan birkaç

birey veya aile topluluğu yeterlidir. Bir adasal yapı üzerinde, göçebe

bir halkın dönemsel veya sürekli yerleşimi de bir yerleşim oluşturur.

Yine, yerli bir halk da yeterlidir. Yerli olmayan yerleşim de söz konusu

halkın niyeti gerçekten söz konusu adaya yerleşmek ve orada yaşam-

larını kurmak ise bu kriteri karşılayabilir. Görüldüğü gibi Hakemlik

Mahkemesi’nin değerlendirmeleri açıktır ve ortaya koyduğu insan

yerleşimi şartına ilişkin kriterler, her somut olaya göre değerlendirilip,

sonuca bağlanacaktır.

41

Jonathan I. Charney, “Rocks That Cannot Sustain Human Habitation”, American

Journal of International Law, Vol: 93, 1999, s. 867–868.