

Halkoylaması
210
C) Halkoylamasına Katılma Yükümlülüğü ve Yaptırımı:
Anayasa’nın 175. maddesinde :
“...Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahalli genel
seçimlere iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir
alınır.”
hükmü yer almaktadır. Böylece Anayasa’nın 175. maddesinde
1987 yılında yapılan değişiklikle seçimlere katılmayanlara karşı kanun
koyucunun bir yaptırım öngörebilme yetkisi doğmuştur. Ancak bu
düzenleme ile halkoylamasının demokratik niteliğinin zedelenmesi
bir tarafa Anayasa’nın 67. maddesinde ifadesini bulan
“serbestlik”
il-
kesiyle de bağdaşmamaktadır. Gerçekten Anayasa’nın 67. maddesinin
ikinci fıkrası seçimler ve halkoylamasının serbest olduğunu hükme
bağlamıştır. Serbestlik ilkesi kapsamında seçmenin oyunun dilediği
yönde kullanabilmesinin yanı sıra oylamaya gidip gitmeme konusun-
da da hür iradeye sahip olması zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır
25
.
3376 sayılı Kanun da Anayasa’nın 175. maddesinin son fıkrası
doğrultusunda oylamalara katılmama halinde ne tür tedbirlerin uy-
gulanacağına ilişkin bir hüküm getirmektedir. 3376 sayılı Kanun’unun
6. maddesinin ikinci fıkrasında:”...
Seçmen kütüğünde ve sandık listesinde
kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde halkoylamasına, hukuki veya
fiili mazereti olmaksızın katılmayanlar, İlçe seçim kurulu başkanı tarafından
onikibinbeşyüz lira para cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, halkoylamasına
gününden itibaren üç ay içinde hukuki veya fiili mazeretlerini bildiren ve
mazereti İlçe seçim kurulu başkanlarınca geçerli görülenlerden bu para tahsil
edilmez. İlçe seçim kurulu başkanınca verilen para cezası ile ilgili kararlar
kesindir...”
hükmü yer almaktadır. Sözkonusu maddeye göre verilecek
olan para cezaları kriminal anlamda birer ceza niteliği taşımamakta-
dır. Bunlar birer idari para cezasıdırlar
26
.
Burada Anayasa’nın 175. maddesinin son fıkrasında
“kanunlan para
cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır”
hükmündeki
“her türlü tedbir”
kavramına içerisine nelerin girebileceği sorusu gündeme gelebilir. Her
şeyden önce kanun koyucunun düşünebileceği kurumun
“tedbir”
niteli-
ğinde olması gerekeceğinden ceza hukuku anlamında bir ceza öngörü-
lemeyeceği açıktır. Dolayısıyla bu soruya; seçimlere ve halkoylamasına
25 Erdal Onar, a.g.e, s.121-122; Volkan Has, a.g.e, s.146; Serap Hamzaoğlu, a.g.e, s.89.
26 Erdal Onar, a.g.e, s.122.