

TBB Dergisi 2012 (101)
Sercan Coşkun KULAK
217
16.10.2007 gün ve 5697 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişik-
lik Yapılması Hakkındaki Kanun” 110 milletvekili tarafından yoklu-
ğunun tesbiti, iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Anayasa
Mahkemesi’ne götürülmüştür
37
. Mahkeme kararında;
“
…Anayasanın norm olarak tanımadığı bir tasarrufu norm olarak var ka-
bul etmek olanaksızdır. Anayasa bir normun varlığını, bu normu ortaya çıkaran
belirli bir iradenin varlığına bağladığı durumlarda, bu iradenin yokluğunun
normun yokluğu anlamına geleceği açıktır. Anayasa Mahkemesi 02.07.2007
günlü, E. 2007/72, K. 2007/68 sayılı kararında “Yokluk, bir normun var ol-
madığının ifadesidir. Yasalar bakımından, parlamento iradesinin olmama-
sı, Cumhurbaşkanı’nın yayımlama iradesinin bulunmaması, resmi gazetede
yayımlanmaması gibi bir normun varlığının zorunlu koşulları bulunmadığı
sürece ‘var’lıktan söz etmek olanaksızdır. Ancak, bunun dışındaki sakatlıklar,
denetime tabi oldukları sürece, anayasal denetimin konusunu oluşturabilirler”
ifadesini kullanarak, yokluğu ancak bir norma vücut veren ya da yürürlüğe
koyan iradelerin yokluğu hususlarıyla sınırlı olarak kabul etmiştir.
31.05.2007 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilmekle yasa-
laşan 5678 sayılı ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” TBMM’nin Anayasayı değiştirme
yetkisi kapsamındadır. Değişikliğin henüz yürürlüğe girmemiş olması bu
37 Anayasa Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde sözkonusu kanunun yoklu-
ğunun tesbiti ile ilgili istemin gerekçeleri yukarıda yer verilen Cem Eroğul’un
düşüncesiyle aynı yöndedir. Davacı 110 milletvekili dilekçelerinde
“TBMM’nin
5697 sayılı Kanunun 1, 2 ve 3 üncü maddeleriyle halkoyuna sunulmuş bulunan 5678
sayılı Kanunda değişiklik yapma yetkisi olduğu söylenemez. Çünkü Anayasanın 175 inci
maddesi halk oylaması sürecini ayrılamaz bir bütün olarak düzenlemiş; yasama organı-
nın halkoyuna sunulmuş bir kanun metninde değişiklik yaparak metne yabancı bir unsur
sokmasına, metni başkalaştırmasına ve böylece halkoylaması sürecini bölebilmesine olanak
verebilecek herhangi bir yetkiyi ne yasama organına ne de bir başka organa tanımadığı
gibi, halkoyuna sunulmuş bir Anayasa değişikliğine ilişkin Kanunun halkoylaması süre-
ci içinde değiştirilebilmesinin koşul, yöntem ve gereklerini gösteren herhangi bir hüküm
de getirmemiştir. Dolayısıyla, halkoylaması süreci başladıktan sonra bu süreç içerisinde,
TBMM halkoyuna sunulan Anayasa değişikliğine ilişkin kanun metninde değişiklik yapa-
cak olursa bu, kaynağını Anayasadan almayan bir yetkinin kullanımıyla gerçekleştirilmiş
bir işlem niteliğini taşır ve bu işlem yetki unsuru bakımından ağır bir sakatlıkla malûl
hale girer. Bu bakımdan 5697 sayılı Kanunun, 5678 sayılı Kanunu değiştiren 1, 2 ve 3
üncü maddelerinin, yetkisizlik, bir başka değişle işlemin yetki unsurundaki ağır sakatlık
nedeniyle “yokluğuna” hükmedilmesi gerektiği açıktır.”
ifadelerine yer vermektedir-
ler. Anayasa Mahkemesi’nin 27/11/2007 gün ve E:2007/99, 2007/86 sayılı kararı,
Resmi Gazete 19/2/2008, Sayı;26972.