Background Image
Previous Page  291 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 291 / 537 Next Page
Page Background

Kusurluluk ve Kusurluluğu Etkileyen Haller

290

Hukuka uygunluk sebepleri ise; ceza kanunu tarafından yasakla-

nan bir fiil, yine ceza kanununun özel bir hükmü veya diğer kanunlar-

da yer alan başka bir düzenleme ile meşru sayılıp cezalandırılmıyorsa

bu duruma hukuka uygunluk sebepleri denilmektedir. Ceza kanunu-

muza göre hukuka uygunluk sebepleri ise; kanun hükmünü (görevi)

yerine getirme (TCK.m.24/1), meşru savunma (TCK.m.25), hakkın

kullanılması (TCK.m.26/1) ve ilgilinin rızası (TCK.m.26/2) olarak dört

ana grupta toplanmıştır.

Hukuka uygunluk sebepleri ile kusurluluk ve kusurluluğu etki-

leyen haller hukuki nitelikleri gözetilerek tek bir başlık altında top-

lanmasına bir diyeceğimiz yoktur. Zira öğretide bu konu tartışmalı-

dır. Tartışmalı konulara girmeden TCK yasa koyucusu ile CMK yasa

koyucusu arasındaki düşünce farkının olmaması gerektiği üzerinde

durarak bu farklılığın ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz.

Zira CMK yasa koyucusu bu iki kurumun hukuki niteliklerini na-

zara alarak farklı düzenlemelere gitmiştir. Özellikle CMK 223. mad-

denin 1.d fıkrasında hukuka uygunluk sebepleri durumunda beraat

kararının verileceği hükme bağlanmıştır. Yine CMK 223. maddenin

3. fıkrasının a-b-c-d bentlerinde ise kusurluluğun olmadığı kabul edi-

lerek ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verileceği hükme

bağlanmaktadır. Ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar veril-

diğinde hiç şüphesiz güvenlik tedbirine ilişkin hüküm verilebilecektir.

Dolayısıyla buradaki fiillerin haksızlık özelliği devam etmektedir ve

bunlar kusurluluğu ortadan kaldıran sebeplerdir.

TCK’nın hazırlanmasında yasa koyucunun söz konusu maddele-

rin hukuki nitelikleri konusunda bağlayıcı olmamak bakımından bir

nitelemeye gitmediği belirtmiştir. CMK’nın ilgili maddelerinde ise

yasa koyucu bu maddelerin hukuki niteliklerini açıkça ilgili madde

de belirtmiş ve bu hukuki niteliklere farklı hukuki sonuçlar bağlamış-

tır. Burada TCK yasa koyucusu ile CMK yasa koyucusu ayrı organ-

lar değildir. Her iki ceza normu da kanun düzeyinde olduğuna göre

TCK’nın ilgili bölüm başlığı ile CMK’nın hükümleri arasında paralel-

lik sağlanmalıdır.

Hukukun tüm kurum ve kuralları birbirleri ile çelişmezlik ilkesi

içerisinde kurgulanmalıdır.