

TBB Dergisi 2012 (101)
Selami TURABİ
289
SONUÇ
Ceza kanunumuzun 1. kitap, 2. kısım, 2. bölümünün başlığı;
“Ceza
Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler”
olarak düzenlenmiştir.
Başlık altında hukuki nitelikleri birbirinden son derece farklı iki ayrı
konu bulunmaktadır. Bunlardan birincisi; kusurluluk ve kusurluluğu
etkileyen haller, ikincisi; hukuka uygunluk sebepleridir.
Kusur veya kusurluluk, işlenen fiille ilgili olarak failin sorumlu
tutulup tutulmayacağı konusundaki değer yargıları şeklinde tanım-
lanmaktadır. Kusur yeteneği ise failin işlediği fiilin hukukî anlam ve
sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlen-
dirmeyle ilgili bir durumdur. Kusurluluğu etkileyen hallerin varlığı
halinde kişi suç teşkil eden eylemden ya hiç sorumlu tutulmamakta ya
da sorumluluğu azalmaktadır.
Uygulamada ve doktrinde kusurluluğu etkileyen haller; Huku-
ka uygunluk sebeplerinde sınırın aşılması (TCK.m.27), Yaş küçüklüğü
(TCK.m.31),Akıl hastalığı (TCK.m.32),Sağır ve dilsizlik (TCK.m.33),
Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma
(TCK.m.34),Cebir ve tehdit dolayısıyla kişinin irade yeteneğinin etkilen-
mesi (TCK.m.28), Mücbir sebep, kaza ve tesadüf, zorunluluk hali dolayı-
sıyla kişinin irade yeteneğinin etkilenmesi (TCK.m.25/2), Hukuka aykırı
fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi (TCK.24.m.2/4), Haksız tahrik
(TCK.m. 29), ve Çeşitli hata halleri (TCK.30/3-4) olarak belirtilmektedir.
Doktrinde kimi yazarlarca kusur yeteneği ile isnat yeteneği kav-
ramlarının aynı anlama gelecek şekilde kullanıldığını görülmektedir.
Kanaatimizce; kusur yeteneği ile isnat yeteneği kavramları birbirlerin-
den tamamen farklı kavramlardır. Kusur yeteneği; failin işlediği fiilin
hukukî anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davra-
nışlarını yönlendirmeyle ilgili iken, isnat yeteneği ise daha geniş ma-
nada fiilin bir insana atfedilebilmesi veya onun fiil nedeniyle sorumlu
veya sorumsuz sayılabilmesi için bulunması gereken unsurlar olarak
tanımlamayı uygun buluyoruz. Kısaca İsnat yeteneğinin kusurluluk-
tan önce geldiği, bir insana önce suç isnadının yapılabileceği ve ondan
sonra failin kusurunun varlığı veya yokluğu incelenmesine geçilebile-
ceği görüşündeyiz.