

TBB Dergisi 2012 (101)
Hasan DURSUN
391
Hukukun üstünlüğü ilkesi, silahların eşitliği olarak adlandırılabi-
lecek savunma avukatı ile iddia avukatının eşit konum ve rollere sahip
olmasını ve öyle bir görünüm verilmesini gerektirir. Savcılık kurumu
mevcut olduğu müddetçe Türkiye’de silahların eşitliği ilkesini yaşama
geçirebilmek kolay değildir. Bu açıdan savcılığın kaldırılarak, serbest
avukat ile eşit konumda bulunacak sav avukatının kurulması gerekir.
Diğer yandan, sav avukatının gözetimi altında polisin suç soruş-
turma ve kovuşturmasını yürütmemesi de suçla mücadele açısından
zayıflık doğurmaktadır. Bu kanıya adalet İstatistiklerinin incelenmesi
sonucu da ulaşılabilir. Gerçekten de özellikle 1990’lı yıllardan itibaren
Cumhuriyet savcılarının ceza mahkemelerine açtıkları davalar hakkın-
da, sanıklar bakımından verilen kararların dağılımının incelenmesin-
den %50 dolaylarında (genellikle %45 - %55 arasında) bir mahkûmiyet
kararı elde edilebildiği, bir başka deyişle Cumhuriyet savcıları tarafın-
dan mahkemeye açılan her iki davadan yaklaşık birisinin boş yere açıl-
dığı anlaşılmaktadır. Hâlbuki Japonya’da ceza mahkemelerine açılan
davalarda sanıklar hakkında %100’e yaklaşan (%99 civarında) oranda
mahkûmiyet kararı elde edilmektedir. Kanımca bunun temel nedenle-
rinden birisi, Japonya’da suç soruşturma ve kovuşturmalarının savcı
gözetimi altında polis tarafından yürütülmesidir.
Bu çerçevede; savcılığın bünyesinde taşıdığı olumsuzluklardan
kurtulmak için Cumhuriyet savcılığı kaldırılarak Sav Avukatlığı
Kurumu oluşturulmalı ve Sav Avukatlığı Kurumu ile Ulusal Kamu
Emniyeti Komisyonu ve Polis Teşkilatı Müsteşarlığı aynı bakanlık
(Devlet Bakanlığı) ile ilişkili hâle getirilmelidir. Kurumsal açıdan
yapılacak bu düzenlemeyle birlikte bütün suçların soruşturma ve
kovuşturması sav avukatının gözetiminde polis tarafından yapılma-
sının yolu açılarak mahkemeye açılacak ceza davalarında sanıklar
bakımından daha fazla bir yüzdeyle mahkûmiyet kararı elde edile-
bilecek ve sav avukatı ile serbest avukat arasında
“silahların eşitliği”
ilkesi tam olarak sağlanacaktır.
Sav avukatı ve polis aynı devlet bakanlığı ile ilişkili hâle getirile-
bilirse, polisin görev ve sicil olarak kime bağlanması gerektiği tartış-
maları biteceği gibi birden çok coğrafi bölgeyi kesen suçların soruştur-
ma ve kovuşturmasını yürütmek üzere kurulması savunulan Türkiye
Cumhuriyeti Başsavcılığı kurulmasına da gerek kalmayacaktır.