Background Image
Previous Page  434 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 434 / 537 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (101)

Yargıtay Kararları

433

kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi ge-

rektiğinin nazara alınmaması”

isabetsizliklerinden bozulmasına karar

verilmiştir.

Yerel mahkeme ise 16.03.2010 gün ve 52-60 sayı ile;

Adli Tıp Kurumunun randevu günlerini beklemenin adil yargılan-

ma ilkesine aykırı olduğu, kaldı ki mahkememizce Kocaeli Üniversitesi Tıp

Fakültesi Dahili Bilimleri Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan

ve Yargıtay bozma ilamında belirtilen her iki bilirkişi raporunun da mah-

kememize yeterli ve teknik bilgiyi verir nitelikte bulunduğu, bu durum

karşısında yasa gereği resmi bilirkişi sayılan Yükseköğretim Kurumunun

bir uzmanlık kurulunu yetersiz görerek mutlaka Adli Tıp ilgili ihtisas ku-

rulundan rapor alınmasını zorunlu kılan Yargıtay 5. Ceza Dairesinin bu

yöndeki bozma ilamının usul ve yasaya uygun olmadığı

” gerekçesiyle ka-

tılanların beden ve ruh sağlıklarının bozulması yönünden Adli Tıp

Kurumu ilgili ihtisas dairesinden görüş alınmasına ilişkin bozma

nedenine direnmiş, diğer bozma nedenlerine ise uymak suretiyle

hüküm kurmuştur.

Sanığın, katılan S.P.’ye yönelik eylemi nedeniyle re’sen temyize

tabi olan hükmün sanık, sanık müdafii, Cumhuriyet savcısı ile ka-

tılanlar vekilleri tarafından da temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C.

Başsavcılığının 01.04.2011 gün ve 271997 sayılı

“bozma”

istekli teb-

liğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza

Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara

bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuş-

mazlık; cinsel istismar suçu nedeniyle katılanların beden ve ruh

sağlığında bozulma meydana gelip gelmediğinin belirlenmesi bakı-

mından Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan görüş alınması

gerekip gerekmediğine ilişkin ise de; öncelikle bozmaya eylemli ola-

rak uyan yerel mahkemenin sonradan bu kararından dönerek önceki

hüküm gibi karar vermesinin olanaklı olup olmadığının belirlenmesi

gerekmektedir.