

Yargıtay Kararları
434
İncelenen dosyada;
Yerel mahkemece bozma kararından sonra yapılan yargılamada,
05.02.2010 günlü duruşmaya hazırlık tutanağının 4 numaralı ara kara-
rında, bozma kararının gereğini yerine getirmek üzere,
“ATK (6) İhtisas
Dairesi Başkanlığına faks çekilerek çocuk mağdureler E.P. ve S.P.’nin maruz
kaldıkları iddia olunan cinsel istismar eylemleri nedeniyle, beden ve ruh sağ-
lıklarının bozulup bozulmadıklarına ilişkin raporlar alınacağından, adı geçen
mağdureler için ATK’dan muayene gününün istenmesine
” şeklinde karar
verildiği, ara karar gereği Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu Başkan-
lığına katılanların muayene gününün bildirilmesi için yazı yazıldığı,
böylece Özel Daire kararına eylemli olarak uyulduğu, gelen cevabi ya-
zıda muayene gününün 06.07.2011 olarak bildirildiği, 16.03.2010 tarihli
oturumda da bildirilen randevu gününün uzunluğunun makul sürede
yargılanma hakkını ihlal edeceği gerekçesi ile ara karardan vazgeçile-
rek önceki gibi hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulu’nun 17.04.2007 gün ve 325-100 sayılı kararı ile
yerleşik uygulamasına göre, uyma kararı, ara kararı niteliğinde olma-
yıp, davanın esasını çözümleyen kararlardandır. Bozmaya uymakla,
yerel mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem ya-
pıp karar verme ödevi doğmaktadır. Sonradan bu kararın bir kısmın-
dan veya tamamından açıkça ya da zımnen geri dönülerek ilk hükmün
aynen veya yeniden kurulması, uyma kararının hüküm ve sonuçlarını
ortadan kaldırmaz.
Bu itibarla, Özel Daire bozma ilamına eylemli olarak uyduktan
sonra dönülemez nitelikteki bu karardan dönerek ilk hükümdeki
gibi karar veren yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar ve-
rilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.03.2010 gün ve 52-60
sayılı hükmünün BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.04.2011 günü yapılan müzakerede oybir-
liği ile karar verildi.