

Tahkimin Kamu Hizmetlerine Uygulanma Sorunsalı ve Olası Sonuçları
112
1. Giriş
Devletlerin gelir yetersizliği sebebiyle imtina edemeyeceği bir şe-
kilde gerçekleştirilmesi gereken kamusal (yarı kamusal) mal ve hiz-
metler vardır. Örneğin enerji, elektrik, doğalgaz, baraj, transit yollar,
şebeke yatırımları gibi büyük altyapı yatırımlarının belli seviyelerde
de olsa gerçekleştirmesi zaruret arz etmekte ancak kaynak yetersiz-
liği nedeniyle gerçekleştirilemeyen kamusal mal ve hizmetlerin, ya-
bancı sermayedar ya da yabancı yatırımcı tarafından yap, yap-işlet,
yap-işlet-devret gibi çeşitli yöntemlerle gerçekleştirildiği ya da finanse
edilebildiği görülmekte, küreselleşme süreci ise bu noktada belirleyici
olmaktadır.
Özellikle küreselleşme adı verilen etkileşimin temel yapılarından
olan teknolojik ilerlemeler ve buna paralel olarak ulaşım ve iletim ma-
liyetlerinin önemli ölçüde azalması ulusal piyasaların, uluslararası pi-
yasalarla daha kolay entegrasyonunu ve böylece emek, mal, sermaye
ve hizmet hareketliliğinin küresel çapta serbestleşmesini sağlanmıştır.
Ülkeler arasındaki ekonomik etkileşim tarife ve tarife dışı engellerin
kaldırılması, ticarete yönelik kısıtlamaların hafifletilmesi, sermaye ha-
reketlerinin serbestleştirilmesini de beraberinde getirmiş yabancı ya-
tırımların bir ülkeden diğerine akışkanlığı artmıştır (OECD, 2011: 14).
Bu durumdan yararlanmak isteyen kaynak ihtiyacındaki ülkeler ise
özellikle doğrudan yabancı yatırımcılara sayılanlara ilave olarak pek
çok cazip fırsatlar sunmuşlardır.
Bu amaçla ülkeler; hükümet garantileri (fiyat, ürün alım garantisi),
serbest kar transferi, devletleştirmeye karşı garantiler, ucuz hammad-
de, ucuz işgücü temini, yatırım indirimi, düşük vergileme gibi pek
çok teşviksel uygulamaları yürürlüğe koymuşlardır. Ancak bu türden
uygulamalar yabancı yatırımcılar açısından gerekli şartlardan olmuş
fakat yeter şart olmamıştır. Çünkü yabancı sermayedar ekonomik ve
mali avantajlar yanında özellikle hukuki düzenlemeleri de bir bütün
halinde görmek istemekte, ortaya çıkabilecek herhangi bir uyuşmazlık
durumunda yatırımın yapıldığı ülkenin yerel mahkeme ya da devlet
yargısına gitmek yerine kendilerinin de adil şekilde yargılanabilecek-
leri uluslararası hakem ya da tahkim heyeti marifetiyle sorunların
çözümünü amaçlamakta, küresel sermaye akımlarının ulaştığı boyut
dikkate alındığında ulusal hukuk kurallarının ötesinde küresel huku-
kun oluşturulması gereği de son derece önemli olmaktadır.