

TBB Dergisi 2012 (103)
Mehmet NAR
117
nusudur.
Kurumsal tahkim
mekanizmasında kurumun, zaman içinde
denenmiş ve ortaya çıkabilecek çok sayıda sorunla başa çıkmak için
oluşturulmuş etkili ve yerleşik kuralları (ICC, ICSID) bulunmakta ve
böylece daha kısa sürede karar alınabilmektedir. Ayrıca ücret ve mas-
raflar peşin olarak ödenmekte, hakemlerin makul şekilde tespiti ile za-
manında atanmaları yapılabilmekte buna karşın ad hoc tahkime göre
daha maliyetli olmaktadır.
Ad hoc
tahkimde
ise kurumsal tahkimde ol-
duğu gibi tahkimi yöneten bir kurum bulunmamaktadır. Taraflar daha
çok özel amaçlı geçici mahiyetteki örneğin zanaat
(craft)
gibi uyuşmaz-
lık konularında (i) kendi kurallarında tahkimi yönetebilmekte veya
(ii) ad hoc hakemlikte sık kullanılan bir yöntem olarak UNCITRAL
Tahkim Kurallarını kullanmayı tercih edebilmektedirler. Ad hoc tah-
kime yönelik çağdaş hükümler Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret
Hukuku Komisyonu (UNCITRAL) tarafından yayımlanmış olup bu
kurallar Ad hoc tahkimi düzenlemek amacıyla çoğunlukla başvuru-
lan kurallar olmaktadır. Ancak burada unutulmaması gereken nokta
UNCITRAL tahkim kuralları, ICC ya da ICSID gibi tahkimi yönetmek
için ihdas edilmiş bir tahkim kurumu değildir. Ad hoc tahkimde özel-
likle tahkimi yöneten bir kurumun olmaması nedeniyle masrafların
düşük, hakem ve tahkim sürecine yönelik prosedürlerin esnek oluşu
gibi avantajlar yanında, esnek kurallar nedeniyle taraflardan birinin
süreci kasıtlı olarak sekteye uğratabileceğine yönelik dezavantajlar da
mevcut bulunmaktadır (Moses, 2008: 9; Rovine, 2009: 220).
2.1. Uluslararası Tahkim Mekanizmalarının Oluşum Süreci
Yabancı yatırım ve yatırımcıların korunması amacıyla uluslararası
hukukun oluşturulması gereğine yönelik düzenlemeler özellikle son
yüzyılda yaşanan önemli gelişmelerden temellenmiştir. Bu bağlamda
örf ve adet hukuku yanında ikili ve çok taraflı milletlerarası anlaşma
ve sözleşmeler ve hukuki düzenlemelerle oluşturulan genel ilkeler, kü-
resel manada eşitlik-adalet-hakkaniyet söylemleriyle şekillenen ulus-
lararası tahkim hukuku ile
yatırımcı-devlet
arasındaki uyuşmazlıkların
bertarafı amaçlanmıştır (Paparinskis, 2009: 265). Bununla birlikte yatı-
rımcıların tahkim mekanizması marifetiyle hak arama girişimleri yeni
bir kavram olup düne kadar yatırım anlaşmazlıklarının çözümünde,
kapitülasyonlar ve diplomatik korumacılığı esas alan çözümsel yön-
temlerin hakim anlayış olarak ortaya çıktığı görülmüştür.