Background Image
Previous Page  119 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 119 / 465 Next Page
Page Background

Tahkimin Kamu Hizmetlerine Uygulanma Sorunsalı ve Olası Sonuçları

118

Kapitülasyon teslimiyet anlaşması anlamına gelmektedir. Özel

ve kısmen tek taraflı yükümlülük doğuran antlaşmalar olup bir ülke

tarafından diğer ülke ya da ülkelere verilen ayrıcalıkları ifade etmek-

tedir. Bu sayede ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümlenmesinde kıs-

men bölge dışı yargılama yetkisi ile yabancı ülke vatandaşlarının dip-

lomatik ya da konsolosluk mahkemeleri

(diplomatic or consular courts)

vasıtasıyla kendi ülke yasalarına göre yargılanmalarına imkan tanın-

maktadır (Martin, 2003: 65). Dolayısıyla kapitülasyonlar (

capitulation)

yoluyla yabancı yatırımcı ülkesi dışında koruma altına girmiş olmak-

tadır. Tarihte kapitülasyonların en ağır biçimine Osmanlıda rastlamak

mümkün olup uygulamada yabancı yatırımcılara verilen geniş kap-

samlı vergi muafiyetleri son derece önemli olmuştur. Özellikle

Bac

adı

altında transit geçiş vergisi, ihraç edilen mallar üzerindeki

masdariye

vergisi

, örfi vergiler kapsamında

tekalif-i örfiye vergisi

ödemekten muaf

tutulmuşlar ve böylece gümrük tarifeleri de önemli ölçüde düşürül-

müştür. Bu durum yabancı tüccarların ticari faaliyetleri açısından ise

son derece karlı olmuştur. Colin Imber’ in belirttiği gibi müslüman ve

müslüman olmayan vergi mükellefleri arasında vergi muafiyeti yasal

statü arasındaki belki de en önemli belirleyici faktör olmuş, ayrıca orta-

ya çıkan sorunların hallinde yabancılar kendi kanunlarında konsolos-

luklarda yargılama imkanına kavuşmuşlardır (Boogert, 2005: 32-33).

Yabancı yatırımcıyı korumaya yönelik diğer bir yaklaşım ise dip-

lomatik korumacılık kavramıdır. Bu anlamda diplomatik korumacı-

lık (

diplomatic protection)

devletin, uyruğundaki kişilere (özel hukuk

eylemleri) yönelik sınır ötesi ya da devletlerarası düzeyde sağladığı

koruma olarak ifade edilebilir (Bratspies and Miller, 2006: 203-204). Ül-

kelerin diplomatik korumacılık adı altında yatırım uyuşmazlıklarını

askeri müdahaleye vardıracak derecede politize etmesine karşılık, tah-

kim mekanizması yatırım uyuşmazlıklarını diplomatik koruma iddia-

larından arındırarak sorunların depolitize edilmesine ve barışçıl yol-

lardan çözümlenmesine imkan tanımaktadır. 1800’lü yıllardan buyana

özellikle Latin Amerika ülkelerinde yabancı yatırımların diplomatik

korumacılığa tabi tutulduğu ve yatırım uyuşmazlıklarının çözümün-

de askeri müdahalenin meşru bir enstrüman olarak kullanıldığı ve bu

durumun sömürgeleşme sonrası dönem olan İkinci Dünya Savaşı so-

nuna kadar devam ettiği görülmektedir. Bu yaklaşımlara karşı Latin

Amerikan ülkelerinin ise muhalefet teorileri geliştirdikleri bilinmekte-