

Vergi Hukukunda Mali Müşavirlerin Sorumluluğu
354
rağmen olumsuz sonuçlanması halinde karar tarihinden itibaren 30
gün içinde tahakkuk eder; tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde
ise ödenir. Tahakkuk tarihinden bir ay sonrası, borcun mükellef açısın-
dan vadesini oluşturur. Borcun muaccel olması için vadesinin belirlen-
mesi gerekir. Bu vadeden önce borç muaccel olmadığından sorumlu
adına ihbarname düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır
17
.
Mali müşavirler, “vergi ödevlisi durumundaki sorumlu” oldukla-
rından borçlu kavramının içinde yer alırlar. Müşterek ve müteselsil so-
rumlulukta tüm borçlular alacaklılara karşı tümmalvarlıkları ile sorum-
lu olduklarından, bu meslek mensupları da borçlu kavramı nedeniyle
bu sorumluluğa tabidirler. Borç vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi
ile doğmakla beraber tarhiyat işlemi ile tespit edilen borç, bir sözleşme-
ye ve haksız fiile dayanmadığı, tek taraflı bir işlemle ortaya çıktığı için
tereddütlü bir borçtur. Bu nedenle tahakkuk etmeyen vergi, mükellef
için kabul edilmediği müddetçe kesinleşmiş bir borç olmadığından ve
mükellefin bile kabul etmediği müddetçe bu borçtan dolayı takibi müm-
kün bulunmadığından, tereddütü ortadan kalkmayan ihbarname aşa-
masındaki borcun, sorumlu sıfatıyla davacıdan istenmesi de mümkün
değildir. Öte yandan; özel hukuka dayanan bu sorumluluk çeşidi, tartış-
malı da olsa alacağını, açacağı dava ile tüm borçlulara yöneltecektir. Bu
nedenle; alacaklı kamu idaresi, bir mahkeme kararına ihtiyaç duyma-
dan tek taraflı bir vergisel işlemle sorumluya yöneleceğinden, idari işle-
min tek yanlı olmasının da getirdiği mahsurların ancak kesinleşmiş bir
borç aşamasında, sorumluya yönelmeyi zorunlu kıldığı görülmelidir.
Mali müşavirlerin sorumluluğuna gidilebilmesi için borcun ta-
hakkuk etmesi ve tahakkuk tarihinden itibaren borcun vadesi olan
tahakkuk tarihinden sonraki bir ay içinde mükellefince ödenmemesi
gerektiğinden, ödeme emri ile takibinde bir sorun bulunmamaktadır.
Ödeme emrinden önce, 6183 sayılı Yasa’nın 37. maddesi uyarınca so-
rumlu adına bir tebligat işlemi ile vade belirlenmesine gerek bulunma-
maktadır. Zira, müşterek ve müteselsil sorumluluğun doğası gereği
17
Gür, Mehmet Fatih, “
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin Sorumlulukları ve Yargı
Kararları Karşısındaki Durumu-I”, Y
aklaşım Dergisi, Aralık 2011/ Sayı:228, Yazarın
makalesine atfen belirtilen görüş idari uygulama ve Danıştay içtihatları ile de ke-
sinlik kazanmıştır. Bkz. Danıştay 4. Dairesinin E:2004/2404, K: 2005/207 Yüksek
Mahkeme kararında sorumlu adına tahakkukun kesinleşmesinden itibaren öde-
me emri düzenlenerek sorumlunun bu şekilde takip edilmesi gerektiği gerekçe-
siyle Yerel Mahkeme kararını bozmuştur.