Background Image
Previous Page  175 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 175 / 505 Next Page
Page Background

Çevre Örgütlerinin Çevresel Yönetime Katılma Sürecinde Dayandığı Haklar

174

disi olarak görmüştür.

1

İnsanın, tüketmekle elde edeceği mutluluk

tek hedef olarak kabul edilmiş ve bu hedef uğruna doğal kaynakla-

rın, çevresel öğelerin sınırlandırılmadan, özgürce sömürülmesi süre-

ci başlamıştır. Dünyanın geneline hâkim olan bu kapitalist yaklaşım

hızla çevresel değerlerin bozulması, kirlenmesi ve canlı türlerinin yok

olması gerçeğini önemsizleştirmiş ve bugün etkilerini yaşadığımız ik-

lim değişikliği, asit yağmurları, ozon tabakasının incelmesi, çölleşme,

ormansızlaşma, tehlikeli atıklar gibi çevresel sorunların doğumuna se-

bep olmuştur.

2

Bu ekonomik siteminin eleştirisini yapan ve çevre üzerinde gös-

terdiği sonuçları dillendiren eserler

3

toplumlarda çevre sorunlarının

fark edilmesini, konuşulur ve tartışılır olmasını sağlamış ve halkta bir

bilinç oluşturmaya başlamıştır. Bu sürece paralel olarak gelişen çevre-

nin herkesin ortak mirası ve değeri olduğu fikri, herkesin bu miras ve

değer üzerinde hakkının, ödevinin ve sorumluluğunun olduğu bilin-

cini de ortaya çıkarmıştır. Çünkü bu değerin niteliksel olarak bozul-

masının ya da niceliksel olarak azalmasının herkesi etkilediği ve bu

sorunların ortaya çıkmasında herkesin pay sahibi olduğu fark edilmiş-

tir. Bu söylem, özellikle 68 Gençlik Hareketi boyunca kitlesel olarak

dillendirilmiştir.

Bu süreçte yalnız olmadıklarını gören bireyler, ortaya çıkan ya da

çıkma tehlikesi bulunan çevresel sorunlara karşı mücadelelerini daha

etkin bir şekilde devam ettirebilmek için örgütlenmeye, çevreci örgüt-

ler kurmaya başlamışlardır. Gerek karar alıcıların gerekse kirleticilerin

çevreye, bugün ve gelecek kuşaklara karşı ödev ve sorumlulukları ol-

duğunu hatırlatma çabası içerisinde olan çevreci örgütler, uzun, ka-

bul ettirmesi zor ve ciddi uğraşlardan sonra hem uluslararası hem de

ulusal düzeyde çevresel karar alma süreçlerinin önemli aktörleri hali-

ne gelmişlerdir. Çevreci örgütlerin Türkiye’de çevre yönetimi süreci-

ne dâhil olma mücadelesi özellikle son yıllarda HES inşaları, nükleer

santral ve termik santral projeleri, maden arama faaliyetlerinin arttırıl-

1

Bu ekonomik yaklaşım, insan merkezli çevre politikası ve hukukunun temelidir.

2

Ruşen Keleş & Can Hamamcı & Aykut Çoban, Çevre Politikası, İmge

Kitabevi

, 6.

Baskı, Ankara, 2009, s.246 vd.; Ayşegül Kaplan, Küresel Çevre Sorunları Ve Politi-

kaları,

Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları

, Ankara, 1999, s.49 vd.

3

René Dumont’un Uçurumun Kıyısındaki Dünya ve Dünyamız Nereye Gidiyor?

başlıklı eserleri; Rachel Carson’un Sessiz Bahar adlı kitabı.