

TBB Dergisi 2013 (107)
Hans KELSEN
453
En yüksek ahlaki idealler, onlar için savaşanlara gösterilecek hoşgö-
rüsüzlükle riske atılmıştır. İspanya Engizisyonu’nun, Hıristiyanlığı
savunmak için ataşe verdiği direklerin üzerinde sadece kâfirlerin be-
denleri yakılmadı, fakat aynı zamanda İsa’nın en yüce kaidelerinden
biri de feda edildi. “Başkalarını yargılamayın ki siz de yargılanmayın.”
Onyedinci yüzyılın dini çatışmaları boyunca, eziyet edilen kilise/ce-
maat, eziyet eden kilise/cemaatle sadece, bir diğer kilise/cemaati yok
etme isteğiyle anlaşınca, insan aklının en büyük özgürleştiricilerinden
biri olan Pierre Bayle, kurulu bir dini ya da siyasal düzeni savunma-
nın en iyi yolunun muhalifleri bastırmak olduğunu düşünenlere yö-
nelik olarak şöyle söylemişti: “Hoşgörü değil, fakat hoşgörüsüzlüktür
düzenin bozulmasına neden olan.” Eğer demokrasi adil bir yönetim
biçimiyse o, özgürlük demek olduğu için ve özgürlük de hoşgörü de-
mek olduğu için öyledir. Eğer demokrasi hoşgörülü olmayı bırakırsa,
demokrasi olmaktan da çıkar. Ancak demokrasi, antidemokratik yö-
nelimlere karşı mücadelesinde hoşgörülü olabilir mi? Antidemokra-
tik fikirlilerin barışçıl ifadelerini baskı altına almadığı sürece olabilir.
Demokrasi kendini otokrasiden tam da bu hoşgörü sayesinde ayırır.
Otokrasiyi reddetmeye ve demokratik yönetim modelimizle gurur
duymaya hakkımız vardır, ta ki bu ayrımı devam ettirdiğimiz sürece.
Demokrasi, kendisi olmaktan vazgeçerek kendini savunamaz. Ancak,
bir yönetimi devirmeye kalkışma girişimini güç kullanarak önlemek
ve bastırmak, her yönetimin hakkıdır ve bunun genel olarak demok-
rasi ilkesiyle ve özelde de hoşgörüyle herhangi bir ilgisi yoktur. Bazen
düşüncelerin sadece ifadesiyle, güç kullanma hazırlıkları arasında açık
bir sınır çizmek zor olabilir, fakat böyle bir sınırı bulmak olasılığı, de-
mokrasinin devam ettirilmesi olasılığına bağlıdır. Böyle bir sınır, bazı
riskler gerektirebilir, fakat böyle risklerden geçmek, demokrasinin özü
ve onurudur ve eğer demokrasi böyle risklere dayanamazsa, savunul-
maya da değmeyecektir.
Demokrasi doğası gereği özgürlük ve özgürlük de hoşgörü demek
olduğu için, bilimce savunulabilir başka hiçbir yönetim modeli yok-
tur. Çünkü bilim, ancak eğer özgürse gelişebilir ve bilim, sadece dışsal
bir özgürlük, yani siyasi etkilerden bağımsız olma hali değil de, aynı
zamanda bilim içinde de özgürlük varsa, yani argümanların ve karşı
argümanların esneklik payı varsa, özgür olabilir. Hiçbir öğreti bilim
adına baskılanamaz, zira bilimin ruhu hoşgörüdür.