Background Image
Previous Page  451 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 451 / 505 Next Page
Page Background

Adalet Nedir?

450

göre adaletsiz olanı adaletsiz saymaktadır. Ölçülülük öğretisinin ger-

çek işlevi, iddia edildiğinin tersine adalet kavramını belirlemek değil,

fakat kurulu toplumsal düzenin geçerliliğini onaylamaktır ve bu son

derece önemli politik başarı bu öğretiyi, onun bilimsel olarak faydasız

olduğunu kanıtlayan eleştirel bir analize karşı korumuştur.

VIII

Metafiziksel ve aynı zamanda rasyonel tarzdaki hukuk felsefesi,

onyedinci ve onsekizinci yüzyılda hâkim olan, ondokuzuncu yüzyılda

bastırılmış olmasına rağmen günümüzde tekrar önem kazanan bir dü-

şünce okulu tarafından temsil edilmektedir. Bu, doğal hukuk öğretisi-

dir. Bu öğreti, insan ilişkilerinin, genel anlamda doğadan veya akılla

donatılmış olan insan doğasından kaynaklanan mükemmel bir şekilde

adil düzenlemesinin mümkün olduğunu ileri sürer. Burada doğa, ya-

sakoyucu olarak anlaşılır. Doğanın analiz edilmesinden biz, adil insan

davranışlarını emreden ve her yerde mevcut olan normlara ulaşırız.

Eğer doğanın Tanrı tarafından yaratıldığı düşünülürse, doğada her

yerde mevcut olan normlar, yani doğal kanunlar da, Tanrı’nın iradesi-

nin ifadesidir. O halde doğal hukuk öğretisi, metafiziksel bir karaktere

sahiptir. Ancak eğer doğal hukuk, akılla donatılmış olan insan doğa-

sından çıkarılacak olursa ve eğer insan aklında içsel olarak var olan

adalet ilkesinin, insan aklının analiz edilmesiyle keşfedilebilir olduğu

düşünülürse, o durumda, doğal hukuk öğretisinin rasyonel bir nitelik

taşıdığını iddia edilebilir. Bilim perspektifinden ne biri ne de diğeri

savunulabilirdir.

Nedensellik ilkesine göre biri diğerine bağlı olan bir olgular sis-

temi olarak doğa, bir iradeye sahip değildir. Bu nedenle (doğa) belirli

insan davranışı emredemez. Olgulardan, yani gerçekten var olan ya

da yapılanlardan, olması ya da yapılması gerekene dair hiçbir çıkarım-

da bulunulamaz. Doğal hukuk öğretisi, doğadan insan davranışlarına

ilişkin normlar çıkarmaya çalıştığı sürece, mantıksal bir yanlışa daya-

nacaktır.

Aynı sonuç insan aklına ilişkin olarak da geçerlidir. Davranış em-

reden normlar ancak insan iradesinden kaynaklanabilir, insan aklın-

dan değil. Bu nedenle, insanın belli bir yönde davranması gerektiği-