

Kamu Yönetiminde Bir İlk; ÇED Raporu Uygulaması İle İşlem Üretme Sürecine ...
60
loji alternatiflerinin tespit edilerek değerlendirilmesi ve faaliyetlerin
uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesi süreci olarak tanımlan-
maktadır.
Bunların yanı sıra ÇED, bir faaliyetin fiziksel, biyolojik, ekolojik ve
sosyo-ekonomik etkilerinin kapsam ve şiddetlerinin uzman kişilerce
ve bilimsel yöntemlerle belirlenmesi ve olumsuz etkilerin giderilmesi
için gerekli önlemlerin ortaya konması gibi çeşitli bileşenlerden oluş-
maktadır.
Denilebilir ki, ÇED, tahmin ve önleme stratejisi izlenerek kalkın-
ma ve çevrenin bağdaştırılmasında kullanılan bir çevre yönetim aracı
olmaktadır.
ÇED, kalkınmanın gereği olan faaliyetlerin çevre üzerinde olabi-
lecek olumsuz etkilerini faaliyete başlanılmadan önce belirleyebilmek
ve bu olumsuzlukları ortaya çıkmadan kalkınmanın sürdürülebilirli-
ğini sağlayabilmek için geliştirilmiştir.
Nitekim 2872 sayılı Çevre Kanunu‘nun yukarıda aktardığımız
10.maddesi hükmü uyarınca 07.02.1993 günlü ve 21489 sayılı Resmi
Gazete‘de yayınlanarak ÇED Yönetmeliği çıkarılmış ve 01.01.1994
tarihinden itibaren yürürlüğe konulmuş ve bilahare bu Yönetmelik
yürürlükten kaldırılarak 1997 yılında yeni ÇED Yönetmeliği çıkarıl-
mıştır.
Bilahare, 17.07.2008 günlü ve 26939 sayılı Resmi Gazete‘de Yayım-
lanan ÇED Yönetmeliği yeniden yazılarak yürürlüğe konulmuş ve bu
Yönetmelikte 30.06.2011 tarihinde değişikliğe uğramıştır.
ÇED Raporlarının aranılması ve zorunluluk haline getirilmesi, kir-
letilmiş ve tahrip edilmiş bir çevrenin temizlenip yeniden onarılması
ve sağlıklı hale getirilmesinin maliyetli ve güç bir iş olduğu, bunun
yerine çevreyi kirletmeden ve tahrip etmeden önce alınacak tedbirle-
rin daha az maliyetli ve kolay olduğu gerçeğinin genel kabul görmüş
olmasıdır.
Yine, önem arz eden bir husus ta, tabiatın kullanılmasını ya da
sanayileşmenin gelişmesini durdurmak değil, aşırı ve yanlış kullanımı
önleyerek
‚ koruyarak kullanma
‘ prensibini tüm sektörlere benimsetme
uğraşısı olmaktadır.