Background Image
Previous Page  175 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 175 / 417 Next Page
Page Background

Hukuk ve Devlet Özdeşliğinin Ötesinde Kamu Hukuku

174

yılımında vazgeçilmez temel değerler olarak varlığını sürdüreceği, ko-

münist hipoteze bağlanan kamu hukuku için tartışılmazdır. Üstelik bu

tasavvur; sadece insan türünün değil dünyanın yaşam sunduğu diğer

tüm canlı türlerinin ve cansız doğanın da kozmopolitliğini demokratik

bir değer olarak, ancak aşkın bir ilke olarak değil, kendi mekânında ve

zamanında gerçeklenen değerin içerimi olan bir ilke olarak, komünist

hipoteze bağlanan kamu hukukunda yaşar.

Böylece günümüzde pozitif hukukta geçerli olan her kural, bu hu-

kuk görüşü içinde, gerçekliğini ve gücünü ancak kamu hizmeti varsa-

yımından alabileceğine göre, toplumun özyönetimine geri döner. Bu

ilke, kapitalizme karşı gelişen yeni mücadeleler içinde şimdiden kar-

şılık bulmak üzeredir: Bir yere kurulacak enerji santralinin ya da bara-

jın, çimento fabrikasının kararını, emek-değer yasasına göre toplumsal

zenginliği hesaplayan ekonomi-politik biliminin de burjuva rasyonali-

tesine dayanan egemen bir devletin parlamentosunun da veremeyece-

ğine, yöre halkının vermesi gerektiğine dair mücadeleler; Brezilya’da

topraksız köylülerin toprak işgalleri ile mülkiyet ilişkilerini fiilen ko-

münal mülkiyet şeklinde düzenlemelerinin hukuken tanınmak zorun-

da kalması; Arjantin’de ve Venezuela’da işçiler tarafından el konulan

fabrikalar üzerinde süren sonlanmamış mücadeleler; Venezuela’da

zorunlu ihtiyaçlar için yapılan hırsızlığın suç sayılmaması yönündeki

Yüksek Mahkeme kararları ve ardından gelen yasal düzenlemeler; bu

sorunu tarihsel ve toplumsal bağlamı içinde yeniden düşünmeyi kış-

kırtan en bilinen örneklerdendir.

6. Siyaset Kaderimiz Değildir

Sorun bu somutluğuyla karşımıza çıktığında, bu makalenin de

aynı somutlukta devamı getirilmek üzere sonuna gelmiş oluruz. Hu-

kuk, toplumsal varoluşun bir gerekliliğidir, üstyapı kurumu değil,

toplumsal özgürlüğün gerçekleşme yordamıdır. Siyaset ise, hukuku

sömürgeleştirerek edindiği alt yapısal işlevlerinden arındırıldığında

kelimenin tam anlamıyla bir üstyapı kurumudur. Egemenlik ideoloji-

si ve bu ideolojiyi bir güç ideolojisi olarak yeniden ve yeniden üreten

egemenlik kuramları yüzyıllar boyu siyasetin içeriğini kurmuştur ve

siyaset, Machiavelli’den beri kapitalist devletin hizmetinde bir do-

layımdır. Somut insanın hizmetine girmek isteyen bir “siyaset” ise,

öncelikle kapitalist devlet karşısında konumlanmak, siyasetin siyaset