Background Image
Previous Page  171 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 171 / 417 Next Page
Page Background

Hukuk ve Devlet Özdeşliğinin Ötesinde Kamu Hukuku

170

birbirlerinden ayrılmaz biçimde alt edilmesi mümkün olmayan bir başka

adalet, eşitlik ve dayanışma düşünü; kapitalizm çağında mevcut düzeni

devirmeyi hedefleyen sürekli hareketi ve bu hareketi,

daha beterine en

kestirme yol olacak ehveni şerlerle uzlaşmalardan uzakta,

mülkiyet

ve iktidar ilişkilerinde köklü bir değişime doğru yönlendiren hipotezi ad-

landırır

. (abç, 2010: 69)

Komünizm, bir hareket ve bir temel normdur; kamu hizmetinin

temel normu. Bu perspektiften bakıldığında, örneğin Bob Jessop, “ya-

pısına kazınmış stratejik seçiciliğiyle devlet aygıtı boyunca kurumsal

olarak dolayımlanan devlet iktidarı, aslında hakim olan güçler den-

gesini yansıtmaktadır” (2009: 82) dediğinde, aslında Kautsky’nin

Pro-

letarya Diktatörlüğü

’nü (2007)

iyimser biçimde

tekrar etmiş olur ve ve-

rilebilecek yalın cevap, yukarıda aktardığımız konut işgalcisi somut

insanın burjuva hukuku karşısında -polis gücü ile yaka paça çıkarı-

lırken edindiği- konumdan dünyaya bakıldığında, ortada bir güçler

dengesinin bulunmadığıdır. Kuramsal olarak ifade edersek, bu türden

bir çözümleme, devletin doğallaştırılması, egemenlik ideolojisinin ye-

niden üretilmesidir. Bu yaklaşım, devleti anlamaya hizmet etmez, en

muhalif konumunda bile güçler dengesi olan devlet içinde bir güç ol-

maya, son tahlilde ise, ona itaat etmeye çağırır (Bonefeld, 2007: 269).

5. Devlete Karşı Kamu Hukuku:

Komünist hipotez basitçe bir devrimci siyaset çağrısı değildir; si-

yaset çağrılarının devrimci deneyim içinde temel norma yönelen sıç-

rayışlarla aşılmasıdır. Siyaset çağrıları ister burjuva devriminin parlak

dönemlerinden kalan Machiavellici biçimleriyle, isterse de burjuva

uygarlığının çürümesini gösteren Schmittçi biçimleriyle yapılsın, is-

ter sağdan isterse de soldan gelsin esasen devlete katılmaya çağırır ve

temel norma

göre işgalci değil,

barınma hakkı sahibi

-daha açık deyişle,

barınma hakkı doğrultusunda boş evi işgal etme, bireysel mülkiyetine

alma yetkisine sahipken- evinden atılan bir yurttaş olarak anmamız

gereken somut insana itaatten ötesini vadetmez. Bu anlamda komü-

nist hipotez, her insan için

gerçek bireysel mülkiyet

in derhal gerçek/ya-

sal kılınmasına yönelir.

Kuramsal olarak ifade edilirse, devletle komünist hipotez üzerin-

den yüzleşmeyen, devletin sönümlenmesini

derhal

hedeflemeyen her

siyaset çağrısı, programında ne yazarsa yazsın, esasen bir özyönetime