

TBB Dergisi 2013 (108)
Mustafa Bayram MISIR
169
len bir kapitalizmin toplumsal, iktisadi, ekolojik ve ahlaki krizi,
Benjamin’in iki savaş arası tehlikelerin tırmanışı karşısında ileri
sürdüğü “radikal bir komünizmin güncelliğini” yeniden günde-
me getirir. (2010: 69)
Radikal bir komünizmin güncelliğinin yeniden gündeme gelmesi
de, bu komünizmin kamu hizmetinin temel ilkesi olarak tanımlanması
demektir. Elbette bu, bir tür devletin sönümlenmesi mücadelesine bağ-
lanmadıkça, kapitalist devletin tahakkümü sorununu çözemez ama
komünizmin kapitalizmi aşmaya yönelen hareketlerin bir temel nor-
mu olarak yeniden güncelleştiği her an, her kamusal ajan, asker, polis,
yargıç bu normla bağlanmış olacağından, devletin normatif düzeyde
aşılacağı bu komünizm anı, kapitalizme ve kapitalist devlete karşı düz
çizgisel evrimci konumlanmayı değil, her eşikte yeniden parlayan, sıç-
ramaları, devrimci inkarları/ konumlanmayı doğurur.
Sözü edilen soyut felsefi “öz”ler ya da Badiou’nun Komünizm
İdea’sı (2011) değil, kuramsal olduğu kadar hatta daha fazla güncel
sorunlardır: Duguitci perspektiften bakıldığında, pozitif hukuk, kamu
hizmetine bağlanır. Kamu hizmeti de burada sunulan perspektiften
komünist hipoteze bağlandığında; barınmak için konutu olmayan bi-
rinin, bu konutu işgal etmesi örnek olayı, elbette indirgenmiş bir bi-
çimiyle, tüm sorunu pratik ve kuramsal olarak da önümüze koyar.
Mevcut hukukunun ve hukuksal biçimlerin üretim ilişkileri üzerinde
yükseldiği ve meta mübadelesinden doğduğu (Paşukanis, 2002) ve ko-
münizmin salt bir program olarak alındığında hukukun da aşılmasını
gereksindiği
doğru
larına dayanarak, Duguitci egemen kuvvet ile kamu
hizmeti karşıtlığının Marksist kuramla telif edilemeyeceği, bunun bir
totoloji olacağı yönündeki eleştiriler, diyalektiğin kaos öncesi döne-
mine ait, komünizmin de kaba komünizm dönemine ait sayılmalıdır.
Bensaïd’in vurguladığı üzere, öncelikle,
Komünizm, ne saf bir fikir ne de bir doktriner toplum modelidir. O
ne bir devlet rejiminin ne de bir üretim tarzının adıdır. O, kurulu düzeni
mütemadiyen aşan/ortadan kaldıran hareketin adıdır.
Ama o aynı za-
manda bu hareketin içinde beliriveren, onu yönlendiren ve ilkesiz
politikaların, arkası gelmeyen eylemlerin, günü gününe doğaçla-
maların tersine neyin amaca yaklaşıp neyin ondan uzaklaştığını
belirlemeye imkân tanıyan amaçtır da.
Bu niteliğiyle o amacın ve
yolun bilimsel bir bilgisi değil, düzenleyici bir stratejik hipotezdir.
O,