

TBB Dergisi 2014 (111)
İsa BAŞBÜYÜK / Veli Özer ÖZBEK
109
önem arz eden hukuksal değerleri korumaktır
2
. Fakat devlet, bu hu-
kuksal değerleri korumak üzere sahip olduğu cezalandırma yetkisi-
ni istediği biçim ve kapsamda kullanamaz
3
. Bu yetkinin sınırlarından
biri de orantılılık ilkesidir. Bilindiği üzere, cezalar eylemin haksızlık
içeriğiyle orantılı olmalıdır
4
. Bu noktada orantılılık ilkesi hem kanun
koyucuyu hem de hâkimi bağlar. Önce kanun koyucu tipikleştirdiği
haksızlık için, bu haksızlığın içeriğine uygun bir ceza aralığı tespit
eder; hâkim ise söz konusu ceza aralığından yine işlenen haksızlığın
içeriğiyle orantılı uygun bir yaptırım belirler. Kanun koyucunun, ge-
nel çerçevede eylemin haksızlık içeriğini karşılamayan; karşılasa dahi,
hükmü uygulayacak hâkimin, koşulları özellik gösteren somut olaya
göre hareket etme yetkisini kısıtlayan bir düzenleme yapmaktan ka-
çınması, ceza adaletinin bir gereği olarak karşımıza çıkmaktadır.
Orantılılık ilkesi, şüphesiz nitelikli haller bakımından da gözetil-
mesi zorunlu bir husustur. Şöyle ki, belirli bir hukuki değeri ihlale yö-
nelik her fiilin aynı haksızlık içeriğine sahip olduğu söylenemez. Bir
yaptırım belirlenirken, suçla korunan hukuki değerin önemiyle birlik-
te söz konusu hukuki değeri ihlale yönelik fiillerin toplumsal tehlikeli-
liği de göz önünde bulundurulmak durumundadır. Bu nedenledir ki,
kanun koyucu “nitelikli haller” aracılığıyla, aynı hukuki değeri ihlale
yönelmiş olan, fakat gerçekleştiği yer ve zaman yahut yöneldiği kişi
itibariyle haksızlık içeriği farklılık arz eden eylemlere değişen oranlar-
da ceza verilmesi usulünü benimsemektedir. İşte kanun koyucu, belli
bir haksızlığı cezalandırma yoluna giderken fiilin toplumsal tehlikeli-
liğini esas almakta ve uygulama birliğini sağlama adına bu tehlikeye
konu soyut davranış modellerini ceza kanunlarında göstermektedir.
Fakat
genelleme
yöntemi,
özel durumları top yekûn dışarıda bıraka-
2
Bkz. Centel Nur, Cezanın Amacı ve Belirlenmesi, Prof. Dr. Turhan Tufan Yüce’ye
Armağan, İzmir 2001, s.370; Önder Ayhan, Ceza Hukuku Dersleri, İstanbul 1992,
s.7. Ayrıca bkz. Ünver, Yener, Ceza Hukukuyla Korunması Amaçlanan Hukuksal
Değer, 3. Bası, Ankara 2003, s.37 vd.
3
İçel Kayıhan/Donay Süheyl, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı Ceza Hukuku, Genel
Kısım, 1. Kitap, 3. Baskı, 1999,s.4; Özbek, Veli Özer/Kanbur, M. Nihat/Doğan,
Koray/Bacaksız, Pınar/Tepe, İlker, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 3. Baskı,
Ankara 2012, s.42.
4
Bir ceza hukuku işlemiyle sağlanması istenen yarar ile verilmesi imkân dâhilinde
olan zarar arasında orantının bulunması gerektiği konusunda bkz. Özbek/Kanbur/
Doğan/Bacaksız/Tepe, s.82.