Background Image
Previous Page  449 / 533 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 449 / 533 Next Page
Page Background

Sözleşme Sonrası Rekabet Yasağı Düzenlemeleri

448

1. Hizmet Sözleşmesinde Sözleşme Sonrası Rekabet Yasağına

İlişkin Düzenleme

Hizmet sözleşmelerini ayrı bir başlık altında değerlendirmemin

sebebi, sözleşme sonrası rekabet yasağına ilişkin özel düzenleme içe-

riyor olmasıdır. Kanun koyucu, genel yaklaşım olarak işveren karşı-

sında korumaya özen gösterdiği işçi aleyhine, işveren tarafından işçi-

nin çalıştığı dönemden sonrasına ilişkin olarak getirilebilecek rekabet

yasağını belirli şartlar dâhilinde de olsa kabul etmektedir. Buna göre

Türk Borçlar Kanunu m. 444 şu şekilde ifade etmektedir;

“Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona erme-

sinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi

hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan

veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine

girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilecektir”.

Ana kural bu olmakla beraber kanun koyucu aynı maddenin ikin-

ci fıkrası ile (m.444/II) bu yasağın hangi hallerde işçi aleyhine geti-

rilebileceğini, bir sonraki maddede ise (m.445) bu hallerde dahi, işçi

aleyhine getirilen rekabet yasağının hangi sınırlamalara tabi olması

gerektiğini belirtmektedir.

Buna göre rekabet yasağı kaydı, işçinin hizmet sözleşmesi kapsa-

mında görevlerini ifa ederken işverenin müşteri çevresi veya üretim

sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı bu-

lunuyorsa ve edinilen bu bilgilerin işçi tarafından kullanımı işverenin

önemli bir zararına

2

sebep olacak nitelikteyse geçerli olacaktır. Ancak,

söz konusu rekabet yasağı kaydı (bu hallerin varlığında dahi) işçinin

ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek

sınırlamalar içermeyecek ve özel durumlar dışında iki seneyi aşmaya-

caktır. Bunun yanında hâkime de rekabet yasağı kaydının sınırlarına

müdahale etmek yetkisi tanınmıştır (m. 445/II).

2

Yargıtay, zararın hangi hallerde önemli sayılacağına ilişkin genel bir ölçüt yerine

her olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. (Yarg.

9. HD 2010/25792E, 2013/10539K, 28.03.2013T,

www.legalbank.net

)