

Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ...
482
yapması mümkün değildir. Eğer
bir idari işlem, mevzuat veya bir
plan oluştuğunda bir tehdit görülmez ve başlangıçta dava açılmaz-
sa, bilahare bunlara dayanarak oluşan idari işlem ve eylemler dava
edilirken, buna dayanak mevzuatta veya sair idari işlemlerde tespit
edilecek hukuka aykırılıklar, asıl olayla birlikte dava konusu edile-
meyecektir.
O zaman
açılan davaların her zaman hukuka aykırılığı
ileri sürülemeyecek bir mevzuat veya idari işlem olarak dayanağı
olacağından, idari eylem ve işlemlerin iptali, boş bir umut olmaktan
öteye geçemeyecektir.
Bu kısıtlamanın Anayasa’nın 36ncı ve dolayısıyla 2nci maddesi-
ne aykırı olduğunu söylemek için hukukçu olmaya bile gerek yok-
tur.
Dava Açma Hakkına Büyük Kısıtlama
Tasarının 6 ve 7nci maddeleri ile İdari Yargılama Usul Kanunu
(İYUK)’nun 7 ve 10uncu maddeleri değiştirilerek, dava açma süreleri
idari davalarda 60 günden 30 güne, vergi davalarında da 30 günden 15
güne indirilmektedir.
Hatırlanacağı üzere 1982 yılına kadar ülkemizdeki bütün idari da-
valar Danıştay’da çözümlenmekteydi. Dava açma süreleri de 90 gün-
dü. İlk kısıtlama 12 Eylül rejimi tarafından yapılmış ve bir yandan ida-
re ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemeleri oluşturulurken,
öte yandan da yeni bir idari yargılama usulü, müstakil bir kanunla
düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile de, birçok olumsuzluğun yanı sıra,
90 günlük dava açma süresi 60 güne, vergi davalarında ise 30 güne
indirilmiştir. Hadi o zaman demokratik bir düzen yoktu ve olağanüs-
tü bir uygulama vardı. Şimdi böyle bir olağanüstü hak kısıtlamasının
yapılmak istenmesi nasıl izah edilebilecektir?
Açıkça kişilerin “yargıya ulaşma hakkına” karşı yapılmış büyük
bir müdahale ile karşı karşıya olduğumuz ortadadır. Bu İnsan Hakları
Avrupa Sözleşmesi’ne ve Anayasa’mızın 2, 36 ve 125inci maddeleri-
ne aykırıdır. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde “hakların genişletilmesi”
bir uygarlık belirtisi olarak değerlendirilirken, bu tasarıyı hazırlayan-
lar, tasarıyı nasıl savunacaklardır.
HİÇBİR İRADE, OLAĞANÜSTÜ
DURUMLAR HARİÇ, HAKLARI KISITLAMA HAKKINA SAHİP
DEĞİLDİR.