Background Image
Previous Page  126 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 126 / 413 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (112)

Fatma KARAKAŞ DOĞAN

125

nün ıslahı sürecine katkı sunacağı argümanı çağdaş infaz anlayışı ile

uyumlu değildir. Aksine sosyal düzenin dışına çıkarılan hükümlünün,

siyasal olarak da sistem dışına itilmesi sonucunu doğurur. Demokrasi

ile yönetilen meşru toplumlarda nedeni ne olursa olsun vatandaşlar,

devletin tek yanlı bir irade beyanı ile siyasal sistemin dışına çıkarıl-

mamalıdır. Bu anlamda gerek YSK kararının gerekse AİHM içtihatla-

rının aşılmasının hedeflenmesi ve oy hakkından yasaklanmanın ceza

mahkumiyetine bağlı bir güvenlik tedbiri türü olmaktan çkartılması

gerektiğini düşünmekteyiz. Oy hakkına sahip olmak için akıl sağlığa

ve yaşa dayalı ayırt etme gücü dışında kriter aramak statüye dayalı

ayrımcılığa kapı aralayacaktır.

Öte yandan suç işleyen kişinin medeni haklarının kısıtlanması çe-

şitli gerekliliklerle makul görülmektedir. Ceza infaz kurumunda hapis

cezasının infazı için bulunan bir kişinin medeni haklarını kullanmaya

devam etmesi iyi niyetli üçüncü kişilerin zarara uğramasına yol aça-

bilir. Hükümlü içinde bulunduğu koşulların etkisi ile sağlıklı düşün-

meden yahut sağlıklı bilgi edinemeden tamamen kendisinin aleyhine

bir hukuki işleme taraf olabilir. Bu nedenledir ki iç hukukumuzda da

hapis cezasının infazı aşamasında bazı medeni hakların kısıtlanması

usulü Medeni Kanunda düzenlenmiştir.

Kanımızca oy hakkı vatandaş olmaya bitişik siyasal bir hak ol-

makla, siyasal iktidarın belirlenmesi yani ülkenin genel yahut yerel

yönetiminin veya buna ilişkin hukusal düzenlemelerinin belirlenmesi

aşamasında kullanılabilen bir görüş açıklamasından ibarettir. Dola-

yısıyla oy hakkının ifade özgürlüğünün bir parçası ya da görünümü

olduğunu kabul etmek gerekir. Genel oy ilkesi, oy hakkına sahip ola-

bilmek için vatandaşlık dışında bir kriter aranmasını engellemek için

kabul edilmiştir. Oy hakkı siyasal bir hak olmanın yanında bu katego-

ri haklardan en pasifidir. Hapis cezasının gerek ceza infaz kurumunda

gerekse toplum içinde infazı aşamasında oy kullanma hakkının kı-

sıtlanması ülkedeki siyasal gidişatın belirlenmesi sürecinde fikir söy-

leme hakkının kısıtlanmasından başka bir anlam taşımayacaktır. Suç

işlemekle kişiler vatandaşlık sıfatlarını yitimemekte ya da ceza infaz

kurumları ülke kavramının dışında kalmamaktadır. Gelecek olan si-

yasal iktidarın ceza infaz kurumları ve ceza siyaseti ile ilgili tasarruf-

larda bulunması güçlü bir olasılık iken, oy hakkının kısıtlanmasının

makul bir gerekçesi bulunmamaktadır. Bu bağlamda Afrika Anayasa