

TBB Dergisi 2014 (112)
Erkan ŞENSES
403
hukuka aykırılığın ceza kanunundaki tariflerden birisine uygun olması
veya suç teşkil etmesi gerekmemektedir
22
. Dolayısıyla ortada bir saldırı
varsa dahi, saldırıyı gerçekleştirenin fiili hukuka aykırı değilse, fiile kar-
şı meşru savunma hakkından söz edilemeyecektir. Örneğin, eve gelip
haciz işlemi yapmak isteyen icra memuruna karşı konutuna saldırı var
diye ev sahibi meşru savunma iddiasında bulumaz. Zira burada kanun
hükmünü icra gereği icra memurunun faydalandığı bir hukuka uygun-
luk sebebi bulunmaktadır. Bunun yanında hukuka aykırı olmayan ancak
örf ve adete, ahlaka aykırı olan fiil meşru savunmanın sebebi olamaz.
cc)
Saldırının Bir Hakka Yönelik Olması
765 Sayılı TCK’ daki
“nefis ve ırz”
şartının 5237 sayılı TCK ile “
hak”
şartına dönüştüğü ve böylece meşru savunma hakkının genişlediğin-
den söz etmiştik. Böylece kişi “
gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir
hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız
bir saldırı”
var ise meşru savunma hakkından faydalanabilecektir.
dd)
Saldırının Gerçekleşmiş veya Gerçekleşmesi Muhakkak
Olması
Yasal tanımda da söz edildiği üzere meşru savunmada
“…haksız
bir saldırıyı… defetmek zorunluluğu…”
bulunması gerektiğinden saldırı
ile savunma aynı anda olmalıdır.
Artuk/Gökcen/Yenidünya’ya göre muhtemel bir saldırıya karşı
savunma, meşru sayılmaz. Bununla birlikte başlamamış fakat başla-
ması muhakkak olup da başladığı zaman savunmayı imkansız ya da
çok güç hale getirecek bir saldırıya karşı yapılan savunma meşrudur
23
.
765 Sayılı yasa düzenlemesinde, başlayıp bitmiş olmasına rağmen
hayatın olağan akışı nazara alındığında tekrar başlaması öngörülen,
tekrar başlamasından korkulan saldırı henüz sona ermemiş olan saldı-
rılar konusunda açık bir hüküm bulunmamakla beraber bu tip saldırı-
ların henüz sona ermemiş olduğu konusunda öğretide ve uygulamada
fikir birliği oluşmuştu. 5237 Sayılı yasa düzenlemesinde ise bu husus
yoruma yer bırakmayacak şekilde açık olarak madde ve gerekçesinde
ifade edilmiştir.
22
Kaynar, s. 69.
23
Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 544.