Background Image
Previous Page  224 / 341 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 224 / 341 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (113)

Gökhan Yaşar DURAN

223

aynı zamanda AsCK 115’deki memuriyet nüfuzunun kasten yaralama

ile sonuçlanan kötüye kullanılma biçimlerinden biridir.

AsCK 117’nci maddesinin

‘netice sebebiyle ağırlaşmış

şekli’ni

içeren

AsCK’nın 118’nci maddesinin

;

1, 2 ve 4’ncü fıkraları ile aynı madde

içinde suçun nitelikli haline ilişkin bir düzenleme olan 3’ncü fıkrası

ise günümüze kadar herhangi bir değişikliğe uğramamıştır. Madde-

nin yürürlükteki son hali;

‘1.117’nci maddede yazılan fiiller madunun vücudunda tahrıbatı mucip

olmuş ise amir veya mafevk beş seneye kadar hapsolunur.

2. Daha ziyade vahim hallerde amir ve mafevk altı aydan beş seneye kadar

hapsolunur.

3. Fiil taammüden yapılmış ise amir veya mafevk on seneye kadar ağır

hapis cezasiyla cezalandırılır.

4. Fiil ölümü intaç etmiş ise fail on seneden az olmamak üzere ağır hapis

cezasına mahkum olur

’ biçiminde düzenlenmiştir.

Son olarak inceleme konumuzu oluşturan

‘Mafevkin cürüm sayıl-

mayacak olan fiilleri’

başlıklı 119’ncu maddesinin 1 ve 3’ncü fıkraları

27/6/1932 tarih ve 2034 sayılı Kanunun 5’nci maddesi ile değiştirilmiş-

tir.

15

Maddenin yürürlükteki son hali 3 fıkra halinde aşağıdaki şekilde

düzenlenmiştir:

‘1 - Bir madunun fiili taarruzlarını defetmek yahut mübrem ve müstacel

bir zaruret ve tehlike halinde verdiği emirlere itaat ettirmek için bir mafevk

tarafından yapılan müessir fiiller makam ve memuriyet nufuzunu suistimal

telakki edilmez ve suç sayılmaz.

2 - Bu hüküm harbde veya eşkıya müsademeleri ve isyan yahut askerlik ha-

rekatı ve mücrim takıbatı gibi vazifeler başında mübrem surette elzem bir itaati

temin için başka vasıtalar bulunmadığı takdirde bir subayın madunun ısrar ve

mukavemetine karşı silah kullanmaya mecbur kalması halinde de caridir.

15

Bu maddenin 27/6/1932 tarih ve 2034 sayılı kanunun 5’nci maddesi ile değiş-

tirilmeden önceki 1 ve 3’ncü fıkraları şöyleydi: ‘1.Madunun fiilen taarruzuna

karşı müdafaa etmek, son derece zaruret ve tehlike karşısında madunu emrine

itaat ettirmek için mafevkin ölümden gayri yapacağı fiiller cürüm sayılmaz. 2.

Meşru müdafaada bulunmak veya harpte ilân olunan harekât mıntıkasında firar

edenleri çevirmek veyahut yağma ve tahribin önünü almak için sair vasıtalar kal-

madığıtakdirde bir zabitin silâhını kullanması cürüm sayılmaz..’