Background Image
Previous Page  428 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 428 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (114)

Talih UYAR

427

İtirazın iptali davasının dayanağı olan icra takibinde

birden fazla

a l a c a k l ı bulunuyorsa ve bunlar arasında -mirasçılık durumun-

da olduğu gibi-

mecburi takip arkadaşlığı

varsa, itirazın iptali davasının

tüm alacaklılar tarafından birlikte açılması, buna karşın -müteselsil

alacaklılık durumunda olduğu gibi-

ihtiyari takip arkadaşlığı

varsa, iti-

razın iptali davasının tüm alacaklılar tarafından birlikte veya ayrı ayrı

açılması mümkündür.

Aynı şekilde, icra takibinde

birden fazla

b o r ç l u bulunuyorsa ve

bunlar arasında

mecburi takip arkadaşlığı

varsa, itirazın iptali davası-

nın bunların tümüne karşı, buna karşın bunlar arasında

ihtiyari takip

arkadaşlığı

varsa, itirazın iptali davasının bunlardan bir kısmına veya

tümüne karşı açılması gerekir…

Yüksek mahkeme;

“davacı”nın “

alacaklı sıfatı”

ile ilgili olarak;

-“Davacıya yapılmış bir ciro bulunmadıkça, davacının bononun yetki-

li hamili olarak kabul edilemeyeceğini ve bonoya dayalı olarak alacak talep

edilemeyeceğini”

343

-“Tanzim tarihi bulunmayan senedin bono sayılmayacağını ve bunun

sonucu olarak da senette yer alan hakkın ciro yoluyla devredilemeyeceğini,

alacağın temliki yoluyla devredilebileceğini”

344

-“Emre yazılı olarak düzenlenmiş ancak keşide yeri bulunmayan belgenin

havale hükmünde olduğunu, senedi elinde bulunduran davacının sadece bu

senede dayanarak hak iddia edemeyeceğini”

345

-“Tek bir parsel üzerine inşa edilmiş blok apartmandaki bağımsız bölüm-

ler için Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uyarınca kat irtifakı ya da kat mül-

kiyeti tesis edilmekte olduğunu ve bu blok yönetimi ile ilgili uyuşmazlıklarda

anılan yasa hükümlerinin uygulanacağını, uyuşmazlıklar çözümlenirken bu

blokların oluşturduğu toplu yapının yönetimi ile ilgili uyuşmazlıklarda ise Kat

Mülkiyeti Kanununun, Medeni Kanunun toplu mülkiyete ilişkin hükümleri

veya Kooperatifler Kanunu hükümlerinin uygulanması mümkün bulunma-

makla birlikte bu konuda davada taraf olma ehliyeti konusunda yasal boşlu-

ğun varlığı kabul edilerek mahkemece MK.nun 1. maddesinden kaynaklanan

görevi gereğince, benzer kurum ve kuruluşlar için yasalarımızda öngörülen

343

Bknz: 19. HD. 30.1.2004 T. 2003-4566/776

344

Bknz: 19. HD. 14.10.2003 T. 8129/9758

345

Bknz: 19. HD. 2.7.2003 T. 2002-4830/7312