Background Image
Previous Page  283 / 449 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 283 / 449 Next Page
Page Background

İnternet Yoluyla Elde Edilen Kişisel Verilerin Genel Boşanma Sebepleri Arasında ...

282

c. Davalının Davacının Daha Az Kusurlu Olduğunu İleri Sürmemiş Ya

da İleri Sürülen İtiraz Kabul Edilmemiş Olmalıdır:

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması için tarafların ku-

surlu olması boşanma davası için aranan şartlardan birisi değildir.

Ancak kanun koyucu davalıya kusuru ileri sürerek kendisine karşı

açılmış olan bu davaya engel olma imkânını tanımıştır. Yani davalı

ister kusurlu olsun ister kusurlu olmasın açılmış olan boşanma dava-

sında evlilik birliğini temelden sarsan olayda davacı daha kusurlu ise

bu durumu ileri sürerek eşinin kendisine karşı açmış olduğu bu dava-

ya itiraz edebilir.

Davaya itiraz edilmesi aslında teknik anlamda bir itirazı ifade

etmemektedir. İtiraz hâkim tarafından resen göz önüne alınmalıdır.

Oysa ki kanun koyucu m.166 hükmünde hâkim tarafından resen göz

önüne alınan bir durumu değil aksine tarafların itirazı ile hâkim tara-

fından incelenmesi gereken bir durumu ortaya koymuştur. Bu sebeple

madde hükmünde itiraz ile ifade edilen durum defidir

22

.

Madde hükmünün incelenmesi sonucu ortaya çıkan bir diğer du-

rum da bu definin ileri sürülmesi için tarafların kusursuz olmaması

gibi bir şart aranmamaktadır

23

. Madde hükmünde aranan şart eşler-

den birinin kusursuz olsa dahi daha az kusurlu olduğunu iddia ede-

rek diğer eşin açmış olduğu boşanma davasına itiraz edebilmesidir.

Madde hükmünde kanun koyucu bu durumun kötüye kullanıl-

masını engellemek için son bir fıkra hükmü daha getirmiştir. Buna

göre;

“bununla beraber bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde

ise evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya

değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verebilir”.

Davacı daha az

kusurlu olmasına rağmen hâkim itiraz yoluyla bu hakkın kötüye

kullanıldığına kanaat getiriyorsa bu durumda boşanmaya karar ve-

rebilecektir.

22

Dural-Öğüz- Gümüş, s. 119.

23

Velidedeoğlu, s. 222; Saymen- Elbir: s. 258; Schwarz: s. 155; Selahattin Sulhi Teki-

nay, Türk Aile Hukuku, İstanbul 1990, s. 182; Feyzi Feyzioğlu, Aile Hukuku, İs-

tanbul 1986, s. 307; Oğuzman- Dural, s. 125; Aydın Zevkliler- Beşir Acabey- Emre

Gökyayla, Medeni Hukuk (Giriş- Başlangıç Hükümleri- Kişiler Hukuku- Aile Hu-

kuku), Ankara 1997, s. 821; Köprülü- Kaneti, s. 170; Öztan: s. 249.