

TBB Dergisi 2015 (118)
Tülay PARLAK
173
6.Basın Kanunu (1909)
1931 yılına kadar yürürlükte kalacak olan 1909 tarihli Basın Ka-
nun’unu ve 1908 tarihli Kanun-i Esasiye ile beraber, Abdülhamit
Dönemi’nin basın üzerindeki baskısı birçok anlamda kalktığı bir dö-
neme girilmekle beraber
22
anılan Kanun’un 19. maddesi ile mehaz Ka-
nun 1881 tarihli Fransız Matbuat Kanun’undan tercüme edilmek sure-
tiyle
23
yalan haber tekrar suç olarak ihdas edilmiştir.
19. madde:
“Aslı olmayan havadis veya musanna veya muharref veyahut aslı
olmaksızın bir kimseye isnat olunmuş evrak neşir ve nakledenler neş-
riyat ve nakliyatı vakıaları asayişi ammeyi ihlale bais olmuş ve bu da
suimaksatla vukua gelmiş ise, altı aydan iki seneye kadar hapis olunur
ve beş liradan yüz liraya kadar cezayı nakdiye mahkum olurlar veya-
hut bu iki cezadan bir ile duçarı mücazat edilirler.”
24
Başka bir ifadeyle, 1909 tarihli Basın Kanunu ile yalan haber tekrar
suç olarak düzenlenmiş; ancak, bu sefer, suçun oluşması için
kamu dü-
zenini bozmuş olması şartı
ilave edilmiştir. Taammüden olma şartı kaldı-
rılmakla beraber kötüniyetle yapılmış olması hali aynen korunmuştur
ve ceza hadleri arttırılmıştır.
7. Matbuat Kanunu (1931):
1909 tarihli Basın Kanunu ile, “kamu düzenini bozma” şartına
bağlanan yalan haber suçu, 1931 tarihli Matbuat Kanunu ile tekrar
22
II. Meşrutiyetin ilanı ile birlikte basın alanındaki olumlu yasal düzenlemeler
neticesinde;
-gazete açılışında ruhsat sisteminden beyanname sistemine geçilmiş,
- yayımdan önceki denetimden geçme zorunluluğunun kaldırılmış,
-1876 tarihli Kanun-i Esasiye 12. Maddesi, basının kanun çerçevesinde serbest
olduğuna dair bir hüküm olup dolayısıyla hükümetin gazete kapatma yetkisini
ortadan kaldıran bir madde olmakla beraber, aynı Anayasa’nın
113. Maddesi gereği padişaha olağanüstü dönemde sınırsız yetkiler tanınması
sebebiyle etkinliğini yitirmişken
1908 tarihli Kanun-i Esasiye 12. Maddesine eklenen bir cümle ile, basının hiçbir
suretle denetime tâbi tutulamayacağı belirtilmiş ve böylece, idarenin, olağanüstü
dönemlerde dahi basını kısıtlama yoluna gidemeyeceği anayasal zeminde hükme
bağlanmıştır.(Detaylı bilgi için bkz. Murat Özgen, a.g.e,,ss.166-167)
23
Sulhi Dönmezer, Yalan Haber…, s.15
24
Murt Özgen, ag.e.,s s.253