

TBB Dergisi 2015 (118)
Tülay PARLAK
171
Bir nevi iftira suçunu yasaklayan bu maddede, herhangi bir müey-
yide belirtilmemiştir.
2. Matbuat Nizamnamesi 26. Madde (1864):
1857 yılındaki Matbaalar Nizamnamesinden sonra basımdan ziya-
de gazetecilik faaliyetlerini düzenleyen ilk özel yasal düzenleme ola-
rak 1864 yılında yürürlüğe giren ve 1909 yılına kadar yürürlükte kalan
Matbuat Nizamnamesi’nde, “yalan haber”, gazeteciler için doğrudan
doğruya “suç” olarak ilk kez düzenlenmiştir. Zirâ, Osmanlı Ceza Ka-
nun’unun 213. maddesinin faili, 26. Maddedeki gibi “gazeteci” değil,
“herkes”tir ve ayrıca suç, “asılsız suçlamalar”ın yapılması ile, yani, ifti-
ra olduğu zaman oluşmaktadır.
26. Madde ise, aynen aşağıdaki gibidir:
“Bir gazeteci taammüden ve bir suiniyetle mebni kasden havadisi
kazibe veyahut evrak ve senedatı musannaa tabeder veya bu makule
havadis ve evrakı diğer bir gazeteden naklen derceyler ise, bir aydan
bir seneye kadar hapis veyahut onaltıdan elli altına kadar cezayı nakdi
ahzile mücazat edilir.”
17
Özetle, yalan haber gazeteciler için ilk kez “suç” olarak düzenlen-
miş, gazetede sahte evrak basmak da suç olarak telakki edildiğinden,
gazetecilere haber kaynaklarını kontrolü sorumluluğu yasal bir ze-
minde dolaylı olarak yüklenmiş, kötüniyetle ve taammüden kastı ara-
yarak da aslında ispatlanması zor olan bir şekilde kaleme alınmış ve
herhangi bir zararın doğmasına bağlanmadığı için de maddi unsuru
açısından uygulama alanı son derece geniş tutulmuştur. O dönemde
gazetelerin basım hızının günümüze nazaran daha yavaş olmasından
dolayı “taammüden” kastı arandığını düşünmekteyiz. Bir diğer “ilk”
de, Osmanlı Ceza Kanun’unda iftira suçu için bile herhangi bir yaptı-
rım belirtilmemişken kanunun bir alt norm hiyerarşisinde olan tüzük
niteliğindeki Nizamnamede, hapis veya para cezası şeklinde bir mü-
eyyide ön görülmüştür.
17
Murat Özgen,,a.g.e, s.162’den R. Server İSKİT, Türkiye’de Matbuat Rejimleri,
Matbuat Umum Müdürlüğü Neşriyatı, İstanbul, 1939, s. 694