Background Image
Previous Page  179 / 421 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 179 / 421 Next Page
Page Background

Ulusal ve Uluslararası Yasal Düzenlemeler ile Basın Etik İlkeleri Işığında “Yalan Haber Neşri”

178

TCK ile külliyen yürürlükten kalkana kadar yürürlükte kalmıştır.

Buraya kadar anlattığımız ilgili yasal düzenlemeleri detaylardan

arındırarak tablo ile şu şekilde göstermekte fayda var:

Özetlemek gerekirse, ülkemizde genel anlamda yalan haber neşri;

1950 yılına kadar TCK 161. madde gereği, gerek sulh gerekse savaş za-

manında ve 1931 Matbuat Kanunu 34. maddesine istinaden suçtu. 1950

yılından itibaren ise, yasal dayanağı sadece TCK 161. madde kalarak

–sadece gazeteci değil- “herkes” açısından suç olmaya devam etti. 1954

yılında 6334 sayılı Yasayla, yalan haberin neşri suçu tekrar gazeteciler

için başlı başına suç olarak düzenlendi.1960’lara geldiğimizde ise, 6334

sayılı Yasa’nın (1960) ve 765 sayılı TCK 161. madde/son fıkranın (1962)

yürürlükte kaldırılması ile yalan haber neşri suçu ayrıca cezalandırı-

labilecek bir suç olma vasfından çıktı ve sadece savaş zamanında ve

herkes açısından “yayma/nakletme” fiilleri bazında suç olarak adde-

dilebilecek şekilde bir yasal görünümü oldu.

Tüm bahsettiğimiz yasal düzenlemelerin çoğundaki kriter, yalan

haberi neşrinin kamu düzenini bozması, kamuyu telaş ve heyecana

duçar etmesi olarak belirtilmiş ve kasten işlenebilecek bir suç olarak

ön görülmüştür.

Yaptırımlar açısından ise, özel kanunlardaki cezaların TCK’dan

daha az olduğu ve Cumhuriyet sonrası dönemdeki en ağır cezanın

TCK’da olduğu söylenebilir. Bu durumda da, o dönemde yalan haber

neşrinden dolayı yapılan yargılamalarda, gazeteci hem TCK 161/son

fıkrayı hem de 6334 sayılı kanunundaki suçu işlemiş olduğunda, fikri

Eğer fiil, düşmanla anlaşma neticesi işlenmiş ise cezası müebbet ağır hapistir.

Harp zamanında düşman karşısında milletin mukavemetini tehlikeye maruz kı-

lacak şekilde kambiyoların tedavül kıymetini düşürmeye veya resmi veya hususi

kıymetli evrakın piyasası üzerinde bir tesir yapmaya matuf hareketlerde bulunan

kimse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis ve üç bin liradan aşağı olma-

mak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Eğer fiil suçlu tarafından bir yabancı ile anlaşma neticesi yapılmışsa ağır hapis

cezası on seneden ve düşmanla anlaşma neticesi işlenmişse on beş seneden aşağı

olamaz.

- Kanunun cürüm saydığı neşriyatı nakil etmek başlı başına bir cürüm olup, fa-

ili aynı cezaya tabidir. Nakil olunan bu gibi neşriyatın muhteviyatı tasdik olun-

madığına veya ihtiyatla nakil edildiğine yahut mesuliyeti başka bir kimsenin

tamamıyla deruhte eylediğine dair bir kayıt ilavesi naklini mesuliyetten vareste

kılamaz.”

(http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/mevzuat/765.htm,

Erişim Tarihi:

05.02.2014)