Background Image
Previous Page  181 / 421 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 181 / 421 Next Page
Page Background

Ulusal ve Uluslararası Yasal Düzenlemeler ile Basın Etik İlkeleri Işığında “Yalan Haber Neşri”

180

rılabilecektir. Başka bir ifade ile sadece neşir ile suç oluşmaz. Madde

metindeki neticelerden birinin de olması gerekmektedir. Eski TCK 161.

Maddeye göre farklı olarak hapis cezasında üst sınır koyulmuştur.

“Özel” yalan haber neşri mer’i kanunda YTCK 237,

37

6362 Sayılı

Sermaye Piyasası Kanunu (SPK) 107. madde/2. fıkra

38

larında düzen-

lenmiştir.

Görüldüğü gibi, YTCK 323. ve 237 madde, SPK 107. Madde kapsa-

mı dışındaki mağduriyetler, ceza hukuku kapsamında olmayıp sadece

özel hukuk kapsamındaki hükümler çerçevesinde giderilmeye çalışı-

lacaktır.

Özel hukuk alanında bu konudaki mağduriyetleri giderme ens-

trümanlarının başında, cevap ve düzeltme hakkı ile BK 58, MK 24-

25 ve Basın Kanunu 13. Maddeye istinaden açılabilecek olan davalar

gelmektedir. Ancak, bu korumalar da mağduriyetleri tam anlamıyla

giderecek nitelikte değildir.

39

Bu durumda, yalan haber neşrinden do-

37

TYCK Madde 237: (1) İşçi ücretlerinin veya besin veya malların değerlerinin artıp

eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber veya

havadis yayan veya sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla kadar

hapis ve adlî para cezası verilir.

(2) Fiil sonucu besin veya malların değerleri veya işçi ücretleri artıp eksildiği

takdirde ceza üçte biri oranında artırılır.

(3) Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise ceza ayrıca sekizde bir oranında

artırılır.

38

SPK Madde 107/2. fıkra: Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya

yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi

veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da

bunları yayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para

cezası ile cezalandırılırlar.

39

Şöyle ki, öncelikle cevap ve düzeltme hakkını (tekzip) ele alırsak, Anayasa 32.

Madde ile 5187 sayılı Basın Kanunu 14. Madde de yer almaktadır. Bu hakkı kul-

lanabilmenin şartlarından birisi, kişilerin kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı

-Ce-

vap hakkındaki gerçeğe aykırılık, “objektif “ ölçülere göre gerçekliktir. Başak

bir ifade ile, Türk Hukukundaki kıstas, İtalyan Hukukundaki gibi “sübjektif”

olmayıp gerçekliğin gerçek aykırılığın kişi açısından yani, kendisi tarafından

gerçeğe aykırı olduğunun telakki edilmesi değil, objektif açıdan gerçeğe aykırı-

lık hallerinde uygulanır. (Detaylı bilgi için bk.Çetin ÖZEK, a.g.e, s.101)- yayım

yapılmasıdır. “Objektif” kriterlere göre gereceğe aykırılık hallerinde bu hak ta-

nındığı için, kişilerin, gerçeğe aykırı olduğunu ispatlaması gerekmektedir ki bu

hakkı kullanabilsin. Oysaki, Almanya, Danimarka, İtalya, Meksika, Norveç ve

İsviçre’de, cevap hakkının doğması için maddi gerçeğin araştırılmasına bağlı

tutulmamakta ve biçimsel gerçekle yetinilmektedir. Yani, ilgilinin yayını ger-

çeğe aykırı olduğunu görmesi, cevap hakkının doğması için yeterlidir. (Kayı-

han İÇEL, Kitle İletişim Hukuku, Yenilenmiş 10. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul,