

KKTC’deki Kişilik Hakları İhlallerinin Medya-Sermaye İlişkileri Perspektifinden Değerlendirilmesi ...
320
tazmini için yargı yoluna başvurma sayısı KKTC genelinde oldukça
düşüktür
21
. Bu bakımdan, mahkeme kararları söz konusu hakkın ko-
runması ve gelişimi bakımından yeteri kadar yol gösterici olmaktan
uzaktır. Biz de yeri geldiğince az sayıda olan mahkeme kararlarına
olumlu ve olumsuz yönler bakımından değinmeye çalışacağız.
1. Özel Hukuk
Haksız Fiiller Yasası’nın 17 ile 25. maddeleri arasında, medya ku-
ruluşlarınca yapılan yayınlar ile kişilik haklarına bir saldırının ger-
çekleşmesi, şeref ve haysiyet yaralayıcı yayınlar yapılması hâlinde,
olayın mağduru olan kişilere maddi ve/veya manevi tazminat dava-
sı açabilme hakkı tanınmıştır. Bunun yanı sıra, kişilere Mahkemeler
Yasası’nın 41. maddesinden hareketle söz konusu yayınların durdurul-
masını mahkemeden talep etme hakkı da tanınmıştır.
Ancak burada üzerinde durulması gereken konu, bazı mahkeme
kararlarında, dava konusu edilen olayın yalnızca doğruluğunun araş-
tırılması ve olayın doğru olmasının yayını yapanın haklılığı açısından
yeterli sayılabilmesidir. Bu yaklaşım özellikle özel hayatın gizliliğinin
ihlali açısından sıkıntı yaratabilmektedir. Yapılan yayının, yargı tara-
fından yalnızca yayının konusu olan olayın gerçekliği üzerinden de-
ğerlendirilmesi, her geçen gün daha çok kişinin özel hayatının ihlaline
açılan tehlikeli bir kapıdır. Bu yaklaşımdan hareket edildiğinde, birçok
durumda normun koruduğu menfaatin göz ardı edilmesi ve normun
koruma amacından sapılma ihtimali söz konusu olmaktadır.
22
KKTC medyası açısından en çok karşılaşılan sorunlardan biri, -yu-
karıda “Kişilik Hakları Bakımından Etkileri” başlığında ele aldığımız-
masumiyet karinesinin ihlal edilmesi suretiyle yargılama sürecinde
kişinin şeref ve haysiyetinin zarar görmesidir. Bu durumun birçok
örneğine özellikle yazılı basında rastlamak mümkündür. Ceza muha-
kemesi sürecinde zanlıların açık isim, soy isim ve kelepçeli fotoğrafla-
21
Kişilik haklarının ihlalinden ötürü açılan dava sayısı sadece 1 (bir) dir. Zem ve ka-
dihten dolayı açılan dava sayısı 2 (iki), müfsit gaye ile yayından ötürü açılan dava
sayısı ise 8 (sekiz) dir. Bkz.,
http://www.mahkemeler.net/cgi-bin/yenikararara3.aspx (erişim tarihi 15.10.2014).
22
Söz konusu tartışmaların yapıldığı mahkeme kararı için bkz., D. 3/2012,Yargıtay/
Hukuk 138/2011.